Burada robotun Dikkatini çekmeye çalışmalarını ve Dikkatini çektiklerini düşündüklerinde belirtmelerini istedik. | TED | هنا طلبنا منهم لفت إنتباه الروبوت ويشيروا لنا عندما يسترعوا إنتباهه. |
Dikkatini kendini bu felaketten kurtarmaya odaklıyor. | TED | فهو يركز بكل إنتباهه على ضرورة إخراج نفسه من هذا المأزق |
Biliyorsun, Chad, tam olarak Dikkatini çektiğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | تعرف، تشاد لا اعتقد بأننا أثرنا إنتباهه بالكامل |
dikkati dağılıyor, notları düşük ama köy okulu yüzünden değil. | Open Subtitles | إنتباهه مشتت، درجاته سيّئة ليس بسبب المدرسة |
Onu teslim edebileceğinizi söylerseniz ilgisini çekecektir. | Open Subtitles | إذا قلنا أننا سنسلمه له سوف يجذب هذا إنتباهه |
Anahtarları cebime koyduğumda, ilgiyi doğal çıkıntılarımdan uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | عندما وَضعتُ المفاتيحَ في جيبِي، يَصْرفُ إنتباهه مِنْ نتوئِي الطبيعيِ. الله! |
Belki de düşmanı gözlemek, Dikkatini dağıtmak ya da sadece aç olup olmadığını kontrol etmek için yapıyorlar. | Open Subtitles | ربما لكي يبقوا أعينهم على العدو, او ليصرفوا إنتباهه او ببساطه ليكتشفوا إذا كان جائعا |
Senin benimle olman, onun Dikkatini dağıtır diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد الوجود في منضدتِي قَدْ يَصْرفُ إنتباهه قليلاً. |
O zaman ya Dikkatini çekti ya da şüpheli bir şeyin içindeydi. | Open Subtitles | إذا إما أنها جذبت إنتباهه أو أنها كانت مُحتويَة بداخل شيء بدا غير مُؤذي |
Endişelenmene gerek yok. Dikkatini nasıl çekeceğimi iyi biliyorum. | Open Subtitles | لا تقلقي بشأنه، أعرف كيف أسترعي إنتباهه. |
Dikkatini çekmiş olmalı. Ama tableti sokakta düşürmüş. | Open Subtitles | لا يجب أن يجذب إنتباهه لكنه أوقعه في الممر |
Ancak şu anda Dikkatini çekirgeden yuvasına taşıyabileceği kadar küçük bir parça koparmaya odaklamış. | Open Subtitles | لكنه الآن يصرف إنتباهه , جندب لكي يلفت انتباهه صغير بما فيه الكفاية لإعادته الى البيت. |
Dikkatini dağıt dedim, bizi öldürt demedim. | Open Subtitles | قلت أن نصرف إنتباهه ، لا أن تجعليه يقتلنا |
Hayır, Dikkatini toplaman gerek. Beni dinle! | Open Subtitles | لا، أنت لا يُمْكن أنْ تُصْرَفَ إنتباهه الآن. |
Koşup onun Dikkatini dağıtacağım, tamam mı? | Open Subtitles | سوف أجرى أنا نحوه سوف أقوم بتشتيت إنتباهه حسناً ؟ |
Cammie üzerinde itinasız çalışmamış, dikkati dağılmış. | Open Subtitles | هو لَمْ يَحْصلْ على مهملِ مَع cammie، أصبحَ صَرفَ إنتباهه. |
dikkati dağılıyormuş. | Open Subtitles | يقول أنها تشتت إنتباهه عن عمله |
Bütün bu süre boyunca bütün ilgisini bana yöneltiyor ve beni iltifatlara boğuyor. | Open Subtitles | خلال الوقت أسترعي إنتباهه الغير . مقسّم وهو يغدقُني بالتملّق |
İlgisini çektik. | Open Subtitles | لقد تمكنا من لفتِ إنتباهه |
Bu ilgiyi şimdi ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن تجذبِ إنتباهه الآن؟ |
O ilgiyi şimdi görmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن تجذبِ إنتباهه الآن؟ |