| Bu ilanları biliyorum. Gazeteler onlarla dolu. | Open Subtitles | إننى أعرف هذه الإعلانات إن الجرائد مليئة بها |
| Derisinin imitasyon olduğunu söylemene gerek yok. Ben zaten biliyorum. | Open Subtitles | ليس عليك أن تخبرنى أنه تقليد للجلد ، إننى أعرف ذلك |
| Aileni biliyorum. Sanırım baban amcamın çiftliğinde çalışıyordu.. | Open Subtitles | إننى أعرف عائلتك ، والدك يعمل .لدىّ عمى بمزرعته ، أنا أعتقد |
| Ne yapacağını biliyorum sen sen beni zor zamanımda terk edeceksin. | Open Subtitles | إننى أعرف ماذا ستفعل إنك سوف تتركنى أترنح |
| Olmadığımı biliyorum, ve sen olduğuna da inanamıyorum. | Open Subtitles | إننى أعرف أننى لست هو و لا يمكننى تصديق أنه أنت |
| biliyorum ama benimle evlenmek istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إننى أعرف ، و لكنك لا تريد الزواج منى ، أليس كذلك ؟ |
| Bazı sorunlarla yüzleştiğinizi ve bunları çözmekte zorlandığınızı biliyorum. | Open Subtitles | إننى أعرف بعض المشاكل التى تواجهك و أعرف كيف أنك تصارعين كى تقومى بحلها |
| Size çok iyi gelecek. Sizin gibileri biliyorum. Sesiniz tatlı, ama zehir ve yalanlarla dolu. | Open Subtitles | إننى أعرف نوعك ، إن لديك صوت جميل و لكنه يقطر سماً و كذباً |
| Ne hissettiğini biliyorum ama korkma. | Open Subtitles | إننى أعرف كيف تشعرين يا طفلتى و لكن لا تخافى |
| Betty, evde seni beklerken bazı geceler nerelere gittiğini biliyorum. | Open Subtitles | إننى أعرف أين كنت حين كانت "بيتى " تنتظرك هنا |
| Bunun, bir parça eski moda kaldığını biliyorum, korse gibi. | Open Subtitles | إننى أعرف هذا النوع من الخروج على الأسلوب ، مثل المشد |
| Başınıza gelecekler konusunda hiçbir şey bilmiyorum ama o elbisenin kıymetini biliyorum, inan bana. | Open Subtitles | إننى أعرف أن شيئاً لن يحدث لك لكنى أقدر الفستان ، صدقينى |
| Kızım benimle aynı fikirdedir. Onun bu konuyla ilgili duygularını biliyorum. | Open Subtitles | إن إبنتى توافقنى الرأى إننى أعرف مشاعرها تجاه هذا الأمر |
| Kötü olduğunu biliyorum efendim ama o hasta biriydi ve benim kardeşimdi. | Open Subtitles | إننى أعرف أنه سيئ و لكنه كان مريضاً ، حقاً و لقد كان أخى |
| Evet, gazetenizi biliyorum yazılarınızı da bayım. | Open Subtitles | نعم نعم ، إننى أعرف جريدتك و كتاباتك يا سيدى |
| biliyorum, çünkü tanrı o adamın öğretilerine karşı çıkmamı söylüyor bana. | Open Subtitles | إننى أعرف ، لأن الرب قد طلب منى أن أعارض تعاليم الشر التى يصدرها هذا الرجل |
| Oh, Peggy. Adamın gerçek olduğunu biliyorum. Onu gördüm. | Open Subtitles | بيجى , إننى أعرف أن هذا الرجل حقيقة . لقد رأيته |
| Tarih biliyorum. Tehlikeye uğradığımda bilirim. | Open Subtitles | إننى أعرف شيئاً عن التاريخ إننى أعرف متى أكون مهدداً |
| Neler istediğini biliyorum. Büyük evler, hızlı arabalar istiyorsun. | Open Subtitles | إننى أعرف ماذا تريدين بيوت كبيرة و سيارات سريعة |
| Beni görmek istemediğinizi biliyorum. Evet. | Open Subtitles | ـ إننى أعرف أنكٍ لا تريدين رؤيتى ـ هذا صحيح |