"إنها تستحق" - Translation from Arabic to Turkish

• hak ediyor
• değer
• hak etti
• hakediyor
• hakkı var
• hak etmişti

Ve ben Phoebe'nin bunu yaşamasını istemiyorum. Daha iyisini hak ediyor.
وأنا لن أدع فيبي تخوض ذالك مرة أخرى إنها تستحق الأفضل

O nazik, cesur, çok zeki bir çocuk ve onursuz, bencil, ihtiyar bir amcadan fazlasını hak ediyor.
إنها تستحق كثيراً أفضل من غشاش وأناني, عم عجوز بخيل

Keşke ona daha çok benziyor olsaydım. O, eşini hak ediyor; bense etmiyorum.
كنت أتمنى أن أشبهها أكثر و أكثر إنها تستحق زوجها، و أنا لا أستحقه

Pişmesi bir saat sürüyor ama inanın buna değer.
وتستغرق ساعة كاملة لطهوها ولكن صدقوني، إنها تستحق

O kadar sene o sürtüğe katlanarak hak etti bunu.
إنها تستحق ذلك, بعد كل تلك السنوات من التسكع

Görünmez bir kutuya konup hayali bir rüzgarla savrulmayı hakediyor. Bütün vücudunu...
إنها تستحق أن توضع فى صندوق ...مخفى و تنفجر بريح خيالية و

Olanları bilmeyi hak eden bir karısı var. Adaleti hak ediyor.
إنه يملك زوجة بحاجة لمعرفة ما حصل إنها تستحق العدالة

Yani, ona istikrar sağlayabilecek birisini hak ediyor.
أعني، إنها تستحق شخصاً يمكنه تزويدها بالاستقرار

Korunmayı hak ediyor.
بغض النظر عن أي سيد هي هاربة منه إنها تستحق الحماية..

Cesur, yeri yerinden oynatan, politikayı yeniden tanımlayan ve ulusu heyecanlandıracak bir kampanyayı hak ediyor.
إنها تستحق حملةً ساحقة متنقلة تعيد تعرف السياسيين والحكام للأمة

Evet. Yani, mevkiyi hak ediyor.
أجل إنها تستحق المنصب ليس لدي مشكلة مع هذا

Bugün elindekilerden çok daha iyisini hak ediyor.
إنها تستحق شيئا أفضل من ما حدث لها بكثير

Rebecca'yı gerçekten önemsiyorsan gerçek seni tanımayı hak ediyor.
إن كنت تهتم حقا لربيكا إنها تستحق معرفة شخصيتك الحقيقية

Büyülü, ilişkinize yakışır bir şey hak ediyor.
إنها تستحق شيئاً ما سحري شيء ما شيئا ما يليق بعلاقتكم

Ülkesi için yaptıklarından sonra biraz desteği hak ediyor.
بعد ما قامت به من أجل بلادها إنها تستحق بعض الدعم

Parayı hak ediyor. Bu firmayı o kurdu.
بالله عليك ؛ إنها تستحق المال؛ لقد بنت هذه الشركة

Onu da peşimde sürüklemeyeceğim. Mutlu olmayı hak ediyor.
ولا أريدها أن تنخرط في هذا، إنها تستحق أن تعيش حياة سعيدة

Üniformalılar birbirlerini dinler. Denemeye değer.
الضباط يتفاهمون مع الضباط الآخرين إنها تستحق المحاولة

değer çünkü o "kaltak" benim kızım.
إنها تستحق.. لأن هذه العاهرة الصغيرة هي إبنتي

Kıçımı yemeye kalktı Augie, hak etti bence.
حاولت أن تأكل مؤخرتي، أوجي إنها تستحق ذلك

O tatlı bir kız. Mutluluğu hakediyor.
إنها فتاتى العزيزه إنها تستحق السعادة

İyi. O zaman işleri yoluna koyacak bir yol bulursun. Frankie'nin sinirli olmaya hakkı var.
جيد إذاً اعثري على طريقة للتعويض لديه الحق بالغضب إنها تستحق

Ölmeyi hak etmişti ama bunun için değil.
إنها تستحق الموت , ولكن ليس لأجل ذلك