"إنها فرصة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir fırsat
        
    • şansı
        
    • bir şans bu
        
    • İyi bir
        
    • fırsat bu
        
    Bu ulusun kültür tarihini yeniden yazmamız için bir fırsat bu. Open Subtitles مثيراً للاهتمام؟ إنها فرصة لنا لنعيد كتابة التاريخ الثقافي لهذه البلاد
    Yeteneklerini yeni keşfetmiş biriyle nasıl ilgileneceğini öğrenmen için bir fırsat bu. Open Subtitles إنها فرصة كي تتعلمي كيفية التعامل مع شخص ظهرت له قدرات جديدة
    Amanda ise bakıp şöyle dedi, "Simetrimi yeniden kazanmak ve özgünlüğümü benimsemek için bana verilmiş bir fırsat bu." TED أماندا نظرت لها وقالت، إنها فرصة لي لاستعادة تناظري واعتناق أصالتي.
    Kendini tekrar tanımlama ve beklentileri değiştirme şansı. Open Subtitles إنها فرصة لإعادة تعريف نفسك لتغيير التوقعات
    O gümüş dilini iyiye kullanmak için bir şans bu. Open Subtitles إنها فرصة لإستخدام لسانِك الجميل في عملٍ جيد
    İyi bir fırsat, gerçekten. Madeleine ve çocukları da götüreceğim. Open Subtitles إنها فرصة جيدة سوف أصطحب مادلين والأولاد
    Çıkarılan dersleri paylaşmak ve empati yapmak için bir fırsat. TED إنها فرصة لمشاركة الدروس المستفادة منها و لبناء التعاطف مع الاخرين.
    Bir yazar için bir kişinin hayatının öyküsünü güzel bir anlatıya dönüştürmek için bir fırsat. TED إنها فرصة الكاتب لكي ينسج حياة شخص ما إلى قصة جميلة.
    Gazetenin 168 yıllık varlığını tekrar ele alması ve hangi nedenle olursa olsun dışlanan insanlar için boşlukları doldurması için bir fırsat. TED إنها فرصة للجريدة لمراجعة كيانها على مدار 168 عامًا وملء الفجوات بالأشخاص الذين تم إهمالهم، لأي سبب كان.
    Geçmişteki yanlışları düzeltmek ve toplumun kimin önemli kabul edildiği konusundaki bakış açısını değiştirmek için bir fırsat. TED إنها فرصة لتصحيح أخطاء الماضي، ولإعادة تركيز عدسة المجتمع على من يعتبر مهمّا.
    Başka eyaletlerde arkamızı toplayabilmen için harika bir fırsat bu. Open Subtitles إنها فرصة أن تنظفي من بعدنا في ولاية مختلفة
    Tanıtımlar böyle yürüyor. Bu büyük bir fırsat. Halledebilirim-- Open Subtitles هذه كيفية إقامة المؤتمرات الصحفية إنها فرصة عظيمة, استطيع ان احل هذا
    Buradan çıkıp, dünyayı görmen için bir fırsat. Open Subtitles تعرف؟ إنها فرصة للخروج من هنا لرؤية العالم
    Harika bir fırsat. Open Subtitles إنها فرصة رائعة للتعرف والتحدث إلى أطباء آخرين
    Hayır, değil. Biraz eğlenmek için bir fırsat. Open Subtitles كلا إنها ليست كذلك، إنها فرصة لبعض المتعة
    Newcastle için iyi bir fırsat. Kim kullanacak? Open Subtitles إنها فرصة حقيقية لنيوكاسل و لكن من سيقوم بتنفذها
    Bu kadar çok adamın olduğu Crandford'da bu harcanmış bir fırsat. Open Subtitles إنها فرصة ضائعة هنالك العديد من الشبان في كرانفورد
    Gençler için bu iyi bir ebeveynlik antrenmanı şansı oluyor. Open Subtitles إنها فرصة جيدة لليافعين للتدريب على تربية الصغار.
    Bu benim için bir şans bu insanlar arasındaki statümü düzeltmek için. Open Subtitles لكنه حقًّا العكس، إنها فرصة لي لأصحح وضعي مع أولئك الناس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more