Onun haberi yok. Aslında biliyor ama ailenle birlikte olduğumuzu sanıyor. | Open Subtitles | إنها لا تعلم, أعني تعلم لكنها تعتقد أنني مع عائلتك |
Onun haberi yok ve üzülmesini istemem. | Open Subtitles | إنها لا تعلم ولا نريد إزعاجها |
Dışarıda oradan oraya ışınlanabilen başka herifler olduğunu da bilmiyor. | Open Subtitles | إنها لا تعلم بأن هناك أشخاص آخرين يمكنهم الانتقال فراغيًا |
Bu kadar uğraştığımı da bilmiyor. | Open Subtitles | إنها لا تعلم بأنني أتحدّث معك بهذا |
Onu benim yazdığımdan haberi yok o yüzden kitaptan falan bahsedeyim deme. | Open Subtitles | إنها لا تعلم بأني الذي كتبتها لذا لا تقول أي شيء عن الرواية، حسناً؟ |
Onu benim yazdığımdan haberi yok o yüzden kitaptan falan bahsedeyim deme. | Open Subtitles | إنها لا تعلم بأني الذي كتبتها لذا لا تقول أي شيء عن الرواية، حسناً؟ |
- Hayır. Burada olduğumu da bilmiyor. | Open Subtitles | -كلا, إنها لا تعلم أننى هنا |