Evet. Adamın laboratuvarı dağıtıp sonra da kendini öldürdüğünü düşünüyorlar. | Open Subtitles | نعم ، إنهم يعتقدون أنه حطم مختبره ثم قتل نفسه |
düşünüyorlar. "Ben ileri görüşlü lider değilim. Ben sosyal ilişkilerin | TED | إنهم يعتقدون أنه: "أنا لست صاحب الرؤى أنا المعماري الاجتماعي. |
Ailelerine güvenebileceklerini düşünüyorlar, bu da onları belirli riskleri almaya daha meyilli yapıyor. | TED | إنهم يعتقدون أنهم يستطيعون الاعتماد على عائلاتهم، وهذا ما يجعلهم أكثر احتمالاً لخوض المخاطر. |
Yapamam Frenchy. Motorda hayaletler olduğunu sanıyorlar. | Open Subtitles | إنني لا أستطيع فعل ذلك يا فرنشي إنهم يعتقدون أن ذلك المحرك به أشباح في داخله |
Durun. Durun... Öldüğümü sanıyorlar. | Open Subtitles | مهلاً ، إنهم يعتقدون أنني مت أيعني هذا أنني صرت حراً؟ |
Okyanusun aşılmaz olduğunu düşünüyorlar, Bay Columbus. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أن المحيط . لا يمكن عبوره ، يا سيد كولومبوس |
Çocuğun ulusal güvenlik için bir tehlike olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أن الفتى يمكن أن يُمثّل تهديدًا للأمن القوميّ |
Çünkü senin bir çeşit tehdit unsuru olduğunu düşünüyorlar. Ben--Ben şu an açıklayamam, sadece güven bana. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنك تشكلين تهديداً لا أستطيع أن أشرح الأمر |
Şey, olmadığım biri olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | حسناً، إنهم يعتقدون أنني شخص ليس هو تماماً |
Onlar Sutter'ın sana yapacağı birşeyin bir laneti tetikleyeceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون بأنَّ "ساتر" سيفعل شيئاً يطلق لعنةً على المدينة |
İnanç sistemlerini siz kurmuşsunuz. Onlar sizin tanrılarınız olduğunu ve kendilerini koruyacağınızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | أنت من وضعت نظام معتقداتهم إنهم يعتقدون بأنك إله وأنك ستحميهم |
Kendinizi düşünecek kadar kültüre sahip olmadığınızdan için, sizin bir tanrıya inanmanız gerektiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون بأنكم بحاجة لتؤمنوا بالآلهة ذلك لأنكم لم تتطورا بما فيه الكفاية لعمل ثقافة خاصة بكم |
Eninde sonunda istediklerini vereceğinizi düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنكم عاجلا أم آجلا ستعطونهم ما يريدونه |
Maliyetinin yüksek olduğunu düşünüyorlar. Ekonomik açıdan fahişmiş. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أن ذلك مكلف جدا إنهم يعتقدون أن ذلك ــ مُتعذًر إقتصاديا ــ |
Evet,bunun onlar için büyük bir adim olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | نعم . إنهم يعتقدون أن هذا سيكون ضربة ناجحة كبيرة لهم |
Hedefimizin konferans salonu olacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أن هدفَنا هو مركزُ المؤتمرَات |
Bu işin üniversite başvurularında iyi görüneceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون بأن ذلك جيداً من أجل تطبيقات الإلتحاق بالجامعة |
En azından buraya gelenler öyle diyor. Bir mucize olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أو على الأقل ما وصفه الأبرشيون إنهم يعتقدون بأنها معجزة |
Bunun dünyadaki en önemli şey olduğunu sanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنّ هذا أهم شيء على وجه الأرض |
Chapter... senin öldüğünü sanıyorlar. | Open Subtitles | ..شابتر.. إنهم يعتقدون بإنكى ميته ، الجميع يعتقد إنكى |
İçişlerinden gelen polisi öldürdüğünü mü sanıyorlar? | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنه قتل شرطي الشؤون الداخلية؟ |