Bu yaşantımızın çok önemli bir parçası, yaşamımızın üçte biri uykuda geçiyor. | TED | إنه جزء هام في حياتنا، يفترض أن نمضي ثلث أعمارنا في النوم. |
Carli'yi ayartmak için yaptığım planın bir parçası da o. | Open Subtitles | دعه يكون منسق الأغاني إنه جزء من خطتي لأغراء كارلي |
Güneşin etrafında yörüngede olan ve iki gezegen arasında gelip giden uzay mekiğinin bir parçası. | TED | إنه جزء من المركبة الفضائية الموجودة في مدار الشمس والتي تجمع بين كوكبين. |
O konçertoyla bizi sarhoş ediyordun, kafamıza sokuyodun, o senin bir parçan. | Open Subtitles | جعلتنا نحلم بتلك. لقد كان هوس لديك ، إنه جزء من جسدك. |
O, içinde yaşadığımız dünyanın önemli ve olağan bir parçasıdır. Bilim insanları, son yıllarda buna benzer yüzlerce manipülatör keşfetti. Daha heyecan verici olanı ise, artık konaklarını nasıl kontrol ettiklerini tam olarak anlamaya başladılar. | TED | إنه جزء مهم وشائع من العالم حولنا، وقد وجد العلماء الآن مئات الأمثلة لمثل هذه المتلاعبات، وبشكل مثير أكثر، بدأوا بفهم كيف بالضبط تتحكم هذه المخلوقات بحاضناتها. |
Güzel bölümdü. Ben, Ben yazdım o bölümü. Aynen, güzel bölümdü. | Open Subtitles | كان جزءاً رائعاً, أنا كتبت ذلك الجزء, أجل, إنه جزء رائع |
Ve etanol hakkında dinlediğiniz önceki konuşma, bana göre, mısırın son zaferidir. Bu -- (alkışlar) mısırın dünyayı ele geçirme planlarının bir parçası. | TED | والحديث الذي سمعتموه باكرا اليوم عن الإثانول لي هو الانتصار الأخير للذرة ضد المنطق السليم إنه جزء من خطة الذرة للسيطرة على العالم |
Bazıları bunun sürecin bir parçası olduğunu söylüyor, kitabın dediğini yapmamız gerek. | TED | يقولون إنه جزء فقط. لابد من أن ننجز الكتاب. |
Bazıları bunun sürecin bir parçası olduğunu söylüyor, kitabın dediğini yapmamız gerek. | TED | يقولون إنه جزء فقط، لابد أن ننجزالكتاب. |
Bu reaksiyonun olmasını umuyorlar çünkü bunun, tekrar sağlıklı olmaya giden o dönemeçli yolun bir parçası olduğunu biliyorlar. | TED | يأملون أن يحدث رد الفعل هذا لأنهم يعلمون إنه جزء من الإلتواء وتحول المسار عودة إلى الصحة. |
Biraz sinir bozucu değil misin? Hepsi prosedürün bir parçası. | Open Subtitles | , ألا تبدو مزعجاً قليلاً إنه جزء من الإجراء |
Oh, şey, onu yapmak zorundayım. Bilirsin, o işimin bir parçası. Bütün o gevşek parçaları biraraya getirmem gerek. | Open Subtitles | علي ذلك إنه جزء من عملي علي لم أطراف الشتات |
Evet, durumu kötüleşti. Hastalığın bir parçası. | Open Subtitles | أوه أجل ، إنها بحالة سيئة إنه جزء من المرض |
Pazarlık taktiklerinin bir parçası. Bu, sinirlendiklerini gösteriyor. | Open Subtitles | إنه جزء من خطة المفاوضات، يُظهر مدى قلقهم |
İşimin bir parçası,mahkumlara tavsiyede bulunmak ve sorunlarına yardım etmek. | Open Subtitles | إنه جزء من عملي أن أعطي استشارات للمساجين و أتعامل مع مشاكلهم |
Onlar da dümenin bir parçası ama öbür kurbanları ikna etmek için müşteri numarası yapıyorlar. | Open Subtitles | إنه جزء من عملية الإحتيال، لكنه يتظاهر بأنه زبون ليغري الضحايا بالإستثمار. |
Şehrin altındaki iki yüzyıllık bir yer altı mezarlığı şebekesinin bir parçası. | Open Subtitles | أعلم إنه جزء من سرداب قديم عمره مائتي عام |
Hematoloji programının bir parçası. Ailenin rızasını aldın mı? | Open Subtitles | إنه جزء من برناج دراسة علم الدم هل حصلت على الموافقة من أهله؟ |
Bu senin, seni korkutan şeyden çok daha önemli bir parçan. | Open Subtitles | إنه جزء أكثر أهمية بكثير من تكون . و ما الذي يُخيفك |
Senin bir parçan, beynin. Gerçek özün. | Open Subtitles | إنه جزء منك، من عقلك من جوهرك الخاص |
Tüm bunlar terörist eylemlerin bir parçasıdır, baylar. | Open Subtitles | إنه جزء من الأعمال الإرهابية يا سيدان. |
Genetik yapılarının bir parçasıdır. | Open Subtitles | - لا تستطيعين تغيير هذا بالرجل إنه جزء من تركيب جيناتهم مثل إطلاق الريح |
İğneleyici değilim. Savaş psikolojisinin önemli bir bölümü kahramanlar ve kötüler üzerine kuruludur. | Open Subtitles | انا لست بمتهكمة, إنه جزء ضروري من علم النفس في الحروب.. |