Şu an kendisini oldukça iyi hissediyor, fakat ne olacağı bilinmez. | Open Subtitles | ..إنه يشعر بتحسن الآن، لكن قد يتغير الأمر |
Bir cadının evinde, kendi evinden daha güvende hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالأمان أكثر بمنزل ساحرة مما يشعره في منزله |
Bir cadının evinde, kendi evinden daha güvende hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالأمان أكثر بمنزل ساحرة مما يشعره في منزله |
Pokerde sıfırı tükettiği için kötü hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بتأنيب الضمير لأنه خسر في القمار. |
Kendisini bir kaos içerisinde rahat hissediyor, ayrıca kalbi de olmadık, değişik yerlerde daha düzgün atıyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالراحة في الفوضى ونبض قلبه أكثر ثباتاً عندما يكون في مواضع غريبة لكن كل هذا يأتي بثمن |
Annemle babamın evliliğini sona erdirdiği için kendini suçlu hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالذنب فقط لأنه أفسد زواج والدي. |
Her kurbanının son nefeslerini aldığını hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بكل ضحية و هي تأخذ نفسها الأخير |
Yaklaştığımızı hissediyor, baskıdan kurtulmak istiyor. | Open Subtitles | إنه يشعر باقترابنا منه لذا يريد الهروب من الضغط. |
Sana babalık etmek istiyor. Seni koruması gerektiğini hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بأنه ولىّ أمرك و كأنه يحميك |
Sana babalık etmek istiyor. Seni koruması gerektiğini hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بأنه ولىّ أمرك و كأنه يحميك |
-Gördün mü? Ben de böyle hissediyorum. -Benim acımı hissediyor! | Open Subtitles | هذا ما أشعر به، إنه يشعر يألمي |
Sadece biraz güvensiz hissediyor çünkü sen hayatı çok kolay yaşıyorsun. | Open Subtitles | إنه يشعر بالخطر لأنك تمضي حياتك بسهولة، |
Saat yüzünden kendini çok suçlu hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالذنب من أجل الساعة. |
- Biz yeniyiz. Tehdit altında hissediyor. | Open Subtitles | و نحن أصدقاءك الجدد إنه يشعر بتهديد منا |
O konuda kendini çok kötü hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر باستياء عارم حيال ما حدث |
Uğraşma onla, Terrence. Zaten yeteri kadar kötü hissediyor. | Open Subtitles | لا تبدأ معه إنه يشعر بالسوء بالفعل |
Evet, garip hissediyor. | TED | إنه يشعر بالإحراج. |
Kendini bir şeyler yapmak zorunda hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر أن عليّه فعل شيء |
Kendini suçlu hissediyor. | Open Subtitles | نعم، إنه يشعر بالذنب |
Evet, hissediyor. | Open Subtitles | . بلى, بلى إنه يشعر أنه كذلك |