"إنه يظن" - Translation from Arabic to Turkish

• sanıyor

Kendini bir tür orman komandosu sanıyor.
إنه يظن إنه من الكوماندوز الذين يعيشون بالغابه

Öldüğünü sanıyor, bu yüzden bize bazı sorunlar çıkarıyor.
إنه يظن أنكِ قد توفيتِ لذلك فهو يثير المشاكل والإضطرابات لنا

Yani, o sanıyor ki parası olduğu için ve ve Spence lanet olası Montgomery olduğu için istediği her şeyi yapabilir.
أعني, إنه يظن فقط لأن لديه المال ولأنه سبينس مونتغمري

Annesiyle benim, olaydan haberimizin olmadığını sanıyor.
إنه يظن أنني أنا و أمه لا نعلم شيئا عن ذلك

O hedefin boş bir depo olduğunu sanıyor ama Morris onunla oynuyor, biliyorum.
إنه يظن ان الهدف مستودع فارغ لكن موريس يتلاعب به,أعرف ذلك

Gerzek. Bununla kırıp açacağını mı sanıyor?
غبي ، إنه يظن أن بإمكانه كسره وفتحه بهذه

Şeklini şemâlini değiştirebileceğini sanıyor.
إنه يظن أنه يستطيع تغيير السُمعة التي أُطلِقت عليه

Seni kontrol edebileceğini sanıyor, ama seni tanımıyor bile.
إنه يظن أنه يمكنه التحكّم بكِ، لكنه لا يعرفكِ حتى.

- Aslında zararsızdır. - Kendini Teddy Roosevelt sanıyor.
. إنه غير مؤذى - . إنه يظن نفسه تيودور روزفلت -

Kendini Titanik'in kaptanı sanıyor.
أنظري ، إنه يظن أنه كابتن في التايتانك

O adını silah sesi sanıyor.
إنه يظن أن الاسم يعني صوت طلقة الرصاص

Doktorun peşin ödeyince, yüzde on indirim yaptığını sanıyor.
إنه يظن بأنه سيحصل على تخفيض بنسبة 10% إذا دفع المبلغ كاش

France'ın genelev olduğunu sanıyor.
إنه يظن أن فرنسا بمثابة بيت دعارة

Şuna bak. Komik olduğunu sanıyor.
أنظر إليه، إنه يظن هذا أمر مضحكاً

Gerçekten de tüm olanları unutabileceğimizi sanıyor.
إنه يظن في الواقع أن بإمكاننا نسيان

Bir de, ateşten bir şeytanın onu avladığını sanıyor.
آه، إنه يظن أيضاً أن هناك شيطان مخلوق من النار يطارده!

Hâlâ kurt adam olacağını sanıyor ve Lydia'nın bir şekilde bunu geciktirdiğini düşünüyor.
إنه يظن أنه يتحول لمذئوب وهذا كونه مع "ليديا" تؤخر الشيء بأكمله

Köpek yüzünden senin onu öldüreceğini sanıyor zaten
إنه يظن مسبقاً أنك تريد قتله بسبب كلب

Sizden kendi gücünü aldığını sanıyor.
إنه يظن أنه أخذ قواه الخاصة منك