"إنّكَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sensin
        
    • söylüyorsun
        
    • ediyorsun
        
    • tekisin
        
    Hız limitinde araba kullanan gördüğüm tek polis sensin yeminle. Open Subtitles أقسم بالله إنّكَ الشرطيّ الوحيد الذي يقود وفق حدود السرعة
    Hey, yaşayan şu cengavere bak. Şimdiye kadar yaptırdığım en iyi hayat sigortası sensin. Open Subtitles انظر إلى هذا الكيان الحيّ، إنّكَ تحظى بأفضل وسيلة تأمين على حياتكَ.
    Bunu bana... Bunu bana neden söylüyorsun? Çıktığın kız bir cadı. Open Subtitles لمَ تُخبرني بذلك، إنّكَ تواعد ساحرةً، فلمَ لا تخبرها بذلك؟
    Değiştiğini söylüyorsun, sana güvenmek istiyorum. Open Subtitles إنّكَ تقول الآن أنّكَ تغيّرت، لذلك سأثق بك.
    Ara sıra işe yarar laflar ediyorsun! Böyle devam et! Open Subtitles إنّكَ أحياناً ما تقول أشياءً مُفيدة، فتلواصل على هذا النحوِ.
    Onların tedaviyi bulmalarına yardım ederek kendine işkence ediyorsun. Open Subtitles إنّكَ تعذّب نفسكَ بمساعدتهم على إيجاد الترياق
    Düpedüz delinin tekisin ama her zaman anlaşmanın bir yolunu buluruz. Open Subtitles إنّكَ كذلك مجنون لعين، لكنّنا دائماً ما نتوصل لحل.
    En çok sevdiği kişi sendin. Eğer onunla bağlantı kurmamda bana yardım edecek birisi varsa o da sensin. Open Subtitles إنّكَ أكثر مَن أحبّته، و إذا ثمّة أحدٌ بوسعه الاتّصال بها، فهو أنتَ.
    Gerek yok zaten. Tanıdığım en dürüst erkek sensin. Open Subtitles ليس ثمّة منافسةٌ، إنّكَ أكثر رجل إحتراماً رأيته في حياتي.
    Güvenebileceğim tek polis sensin şu anda. Open Subtitles إنّكَ الشّرطيّ الوحيد الذي بإمكاني الوثوق به الآن.
    O katliamın sorumlusu sensin. Bunu da itiraf edeceksin. Open Subtitles إنّكَ المسؤول عن المذبحة التي حدثتْ في الخارج وستعترف بذلك.
    Cevabımı ciddiye alan ilk kişi sensin. Open Subtitles إنّكَ أوّل شخص أخذ إجابتي على محمل جاد.
    Elbette biliyorsun, ve şu an yalan söylüyorsun. Open Subtitles بلّ إنّكَ تعلم معانيها، وتكذب الآن.
    Bir şansının olmadığını söylüyorsun ama her zaman bir şans vardır, John. Open Subtitles إنّكَ تقول أنّه لم يكن هُناك خيار، لكن كان هُناك يا (جون).
    Yalan söylüyorsun. Değil mi hanımefendi? Open Subtitles إنّكَ تكذب، أأنا مُحق يا آنستي؟
    Her gün insan havaya uçurmadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles أتعني إنّكَ لا تفجّر الناس كلّ يوم ؟
    Babandan nefret ediyorsun, ama anneni seviyorsun. Open Subtitles إنّكَ تكره والدكَ، لكنّكَ تحبّ أمكَ.
    Onun yalanlarından daha fazlasını hak ediyorsun. Open Subtitles إنّكَ تستحقّ ما هو أفضل مِنْ أكاذيبها
    Tamam şu anda en azından bize yardım ediyorsun. Open Subtitles حسنٌ، حسنٌ، إنّكَ تساعدنا الآن.
    Bir öpücük ve sözün karşılığında çamaşırlarını yıkayıp yatağını sıcak tutacak bir kadın yerine altın para dolu bir cüzdanı yeğleyen ahmağın tekisin. Open Subtitles إنّكَ أحمق يُفضّل امتلاكَ... جيبٍ من القطع النّقديّة على امرأةٍ قويّةٍ حلوةِ الفمِ مستعدّةٍ... لغسل سراويلك وتدفئة فراشك وكلّ ذلك مقابل قبلةٍ فحسب...
    Jack, sen çılgının tekisin. Elimizdeki her şeyi ortaya koydun. Open Subtitles أنتَ مجنونٌ يا (جاك)، إنّكَ راهنت بكلّ ما نملك.
    Orospu çocuğu ucubenin tekisin. Open Subtitles إنّكَ لعين غريب الأطوار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more