"إنّه لا" - Translation from Arabic to Turkish

• etmiyor
• vermiyor
• İşe

Yarım kalan bir iş yüzünden ruhu bedenini terk etmiyor olmalı.
لا بد أنّه شخص يرغب بعدم إنّهاء أجله إنّه لا يتخلى عن روحه

Canım, hareket etmiyor. İyi mi ki?
عزيزي ، إنّه لا يتحرك هل هو على ما يرام ؟

Böyle ölmeyi hak etmiyor. Kimse hak etmiyor.
إنّه لا يستحق أن يموت بهذه الطريقة لا أحد يستحق ذلك

Cevap vermiyor. Gidip ona yardım etmeliyim. Az önce bunu söylediğime inanamıyorum.
إنّه لا يجيب، يجب أن أذهب إليه، لا أصدّق أنّي قلت هذا توًّا.

Cevap vermiyor. Diğerleri gibi.
إنّه لا يجيب عندما نتحدّث إليه لقد صار مثل الآخرين

Bazı şeylere iyi tepki vermiyor.
إنّه لا ... يتعامل جيّدًا مع هذه الأشياء

Daha bir çokları alternatiflere dönüyor, çünkü öncesinde yapılan hiçbir şey işe yaramadı, işe yaramadı işte.
هناك الكثير من الإهتمام بالبدائل. ﻷنّ ما تمّ القيام به مُسبقاً لا يُفلح، إنّه لا يجدي نفعًا ببساطة.

Bu pek işe yaramadı ama bölümler ardı ardına çökmüş.
أعني، إنّه لا يُعين بالتأكيد، ولكن فشل قسم واحد بعد الآخر كآليّة الساعة.

- İyi de hareket etmiyor. - Hareket etmeyen sensin bir kere!
حسناً، إنّه لا يتحرّك- أنت من لا يتحرّك-

Onu dinleme, seni kontrol etmiyor.
لا تصغي إليه إنّه لا يتحكم بكِ

Sana söylemiştim. O seni hiç hak etmiyor prenses.
أيّتها الأميرة إنّه لا يستحقّك.

Geçmişten söz etmiyor. Geçmişle ilgilenmiyor.
"إنّه لا يتحدث عن الماضي، إنّه ليس مُهتمًا بالماضي"

Esrarlı havayı falan hak etmiyor. Adam bildiğin katil.
إنّه لا يستحقّ الغموض، إنّه قاتل.

- Acıya tepki vermiyor.
إنّه لا يتراجع عن الإستجابة للآلام

Hiçbir telefonuna cevap vermiyor.
إنّه لا يردّ على أيّ من هواتفه.

Tepki vermiyor ki.
لا أعلم، إنّه لا يستجيب

- Acıya tepki vermiyor.
إنّه لا يستجيب للآلم

Cevap vermiyor.
إنّه لا يُجيب المكالمة.

Arkadaşmışız gibi davrandığımız bu şey, işe yaramıyor.
هذا الأمر حيث ندّعي أننا مجرّد صديقين... إنّه لا ينجح

O bu işe "paten" bile demiyor.
إنّه لا يدعوه بالتزلّج.