Eğer şanslıysak birkaç ucubeyi de hallederiz. | Open Subtitles | و نقتل بعض الأوغاد بطريقنا إن حالفنا الحظ |
ama ben hala burdayım, Eğer şanslıysak, onlarla iletişime geçeceğiz. | Open Subtitles | إن حالفنا الحظ ربما أمكننا التواصل معهم |
Eğer şanslıysak, Zakayev onu kollarını açarak karşılayacaktır. | Open Subtitles | إن حالفنا الحظ ، (زكاييف) سيأخذها بالأحضان. |
Tankta bir, iki itişlik yakıt var... o da Şanslıysak. | Open Subtitles | لديّ ما يكفي لدفعة أو أثنتين فقط إن حالفنا الحظ |
Şanslıysak cerrahı aldatacak kadar. | Open Subtitles | حسناً، إن حالفنا الحظ ما يكفي لخداع الجراح |
Bir içki, son kez Floransalı bir kadın tadı. | Open Subtitles | لنشرب نص لتر, كغزوةٍ أخيرة داخل شقٍ فلورنتيني,إن حالفنا الحظ. |
Eğer şanslıysak. | Open Subtitles | إن حالفنا الحظ |
Eğer şanslıysak. | Open Subtitles | إن حالفنا الحظ |
Böylece Şanslıysak geçip giderler, biz de kurtuluruz. Hadi. | Open Subtitles | إن حالفنا الحظ سيمرّون من جانبنا دون رؤيتنا، حسناً؟ |
Ya da Şanslıysak dava burada sona erer. | Open Subtitles | أو إن حالفنا الحظ فإن القضية ستنتهي هنا |
Bir içki, son kez Floransalı bir kadın tadı. | Open Subtitles | لنشرب نص لتر, كغزوةٍ أخيرة داخل شقٍ فلورنتيني,إن حالفنا الحظ. |