Yapabileceğim bir şey varsa söylemelisin. - Ne olursa. | Open Subtitles | عليك أن تخبرني إن كان هنالك شيء أستطيع القيام به |
Demek istediğim, yapabileceğim bir şey varsa, ...ihtiyacın olan bir şey, herhangi bir şey, ben yanındayım. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو إن كان هنالك شيء أستطيع القيام به أي شيء تحتاجه، أي شيء تماماً تستطيع أن تحظى بي |
Eğer erkeklerin sevdiği bir şey varsa o da kendilerini düzeltmeye çalışan kadınlardır. | Open Subtitles | حسنًا,إن كان هنالك شيء قد يفضله الرجل, فهي المرأة التي تحاول علاجه. |
Söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi söyle. | Open Subtitles | إن كان هنالك شيء تريدين قوله، عليك قوله فقط |
Bakın Bay Price siz her zaman benim kahramanımdınız ancak bize anlatmanız gereken bir şey varsa aklanmanız için tam zamanı. | Open Subtitles | اسمع سيد برايس، لطالما كنت قدوتي لكن إن كان هنالك شيء تريد إخبارنا به هذا هو الوقت المناسب |
Yanlış bir şey varsa düzelt. | Open Subtitles | بحق السماء إن كان هنالك شيء خاطئ قم بتعديله! |
Şu senin dur durak bilmeyen yarasa içgüdülerini kapatacak bir şey varsa o da budur. | Open Subtitles | إن كان هنالك شيء يطفىء غرائزك الوطواطية المضطربة، فهو هذا. -مرحباً ؟ |
Başka bir şey varsa ona sor. | Open Subtitles | إسأله إن كان هنالك شيء آخر. |
Carl'dan öğrendiğim bir şey varsa, o da bazı riskleri göze almaktır. | Open Subtitles | مهلاً (إن كان هنالك شيء واحد تعلمته من (كارل فهو أن أخاطر قليلاً |
Eğer bana söylemek istediğiniz bir şey varsa Bayan Reed şimdi tam sırası. | Open Subtitles | الآن، إن كان هنالك شيء تريدين قوله لي آنسة (ريد)، فالآن هو الوقت لقوله |
Yapabileceğim bir şey varsa... | Open Subtitles | حسناً، إن كان هنالك شيء ... أستطيع فعله |
Başka bir şey varsa, Mace, bilmeye hakkım var. | Open Subtitles | (إن كان هنالك شيء لم يخبرني به يا (مايس أخبرني الآن |