"إيجاد وسيلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolunu bulmalıyız
        
    • bir yolunu bulmak
        
    • yolunu bulmamız
        
    • bir yol bulmalıyız
        
    • yolunu bulmamı
        
    • yolunu buluruz
        
    • yolunu bulmalıyım
        
    • bir yolunu bulman
        
    • yolunu bulabiliriz
        
    • yol bulman
        
    • yollarını arıyorum
        
    - Hayır. Ama dostlarımızı havaya uçurmadan kurtarmanın yolunu bulmalıyız. Open Subtitles كلا، لكن علينا إيجاد وسيلة لإنقاذ صديقينا بدون نسفهما.
    Ama bunun yapımı tartışılamaz, bir yolunu bulmak zorundayız. TED لكن القيام بذلك غير قابل للتفاوض؛ سيكون علينا إيجاد وسيلة.
    Evimize gitmenin başka bir yolunu bulmamız gerek. Open Subtitles نحن عالقون هنا علينا إيجاد وسيلة للعودة للدّيار
    Ayrıca, Robert'ın hastalarının sinir hücresi üretmesi için bir yol bulmalıyız. TED و بحاجة أيضا إلى إيجاد وسيلة لحماية تكوّن الخلايا العصبية لمرضى روبرت.
    Benden seni affetmenin bir yolunu bulmamı isterdi. Open Subtitles لقد طلب مني إيجاد وسيلة ما لكي أسامحكِ.
    Belki Natalie'nin evine bakmanın bir yolunu buluruz. Open Subtitles ربما يمكننا إيجاد وسيلة لرؤية ما في داخل شقة ناتالي قد لا نكون مضطرين لذلك
    Ben büroya dönüyorum. Bu puştu yakalamanın bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles سأرجع إلى المكتب، عليّ إيجاد وسيلة للقبض على هذا اللعين
    Tek yapman gereken şarj etmenin bir yolunu bulman. Open Subtitles كل ما عليك فعله هو إيجاد وسيلة لشحنه
    Onları yenmenin yolunu bulabiliriz. Open Subtitles بوسعنا إيجاد وسيلة لقهرهم، بوسعنا فعل هذا.
    Onu bu gece diriltmenin bir yolunu bulmalıyız. Yoksa onu sonsuza kadar kaybedebiliriz. Open Subtitles علينا إيجاد وسيلة لإحيائه الليلة، وإلّا فقدناه للأبد.
    Onlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles علينا إيجاد وسيلة للتواصل معهم
    Onları çıkarmanın güvenli bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles وعلينا أن إيجاد وسيلة لاخراجه بسلام.
    Artık tek yapmam gereken, ...onunla yalnız kalmanın bir yolunu bulmak. Open Subtitles وكلّ ما عليّ فعله الآن هو إيجاد وسيلة للاختلاء بها
    Askıya alımı durdurmanın bir yolunu bulmak için kafamı duvarlara çarpıyordum. Sonra kafama dank etti, durdurmamıza gerek yok. Open Subtitles كنت أفكر جاهداً محاولاً إيجاد وسيلة لإلغاء التوقيف لكن الأمر اتضح لي
    Bize de gazı, gölden uzaklaştırmanın bir yolunu bulmak kalıyor. Open Subtitles بحيث يترك لنا هذا إيجاد وسيلة لإيقاف غاز البحيرة
    Meclis salonuna gitmenin bir yolunu bulmamız gerek. Aydınlatma köprüsü, giriş noktası veya merdiven. Open Subtitles نحنُ بحاجة إلى إيجاد وسيلة فوق قاعة المجلس،الإضاءة العملاقة
    Ve onun kontrolünü kırmanın bir yolunu bulmamız lazım. Bulacağız da. Open Subtitles علينا إيجاد وسيلة لكسر سيطرتها، وسنجدها.
    Şimdi bunu sizin düşman kovan gemilerinize sokmak için bir yol bulmalıyız. Open Subtitles علينا إيجاد وسيلة لإدخاله المركبة الخليّة لأعدائكم
    Öyleyse seni bu durumdan kurtarmak için başka bir yol bulmalıyız. Open Subtitles إذًا علينا إيجاد وسيلة أخرى لإخراجك من هذا.
    İki yıl önce, Klaus'u öldürmek istediğin için efendilik bağını kırmanın bir yolunu bulmamı istemiştin. Open Subtitles منذ عامين طلبت منّي إيجاد وسيلة لحلّ رابطة التحوُّل لأنك وددت قتل (كلاوس).
    İkimiz onu bulmanın başka bir yolunu düşünürüz sonra da onu durdurmanın başka bir yolunu buluruz. Open Subtitles بوسعنا ابتكار وسيلة أخرى لإيجاده، ثم يمكننا إيجاد وسيلة أخرى لردعه.
    Belki de kralla konuşmanın bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles ربما عليّ إيجاد وسيلة للتحدث مع ذلك الملك
    O programı engellemenin bir yolunu bulman gerek. Open Subtitles -عليك إيجاد وسيلة لمقاطعة تلك المتسلسلة .
    Onlarla savaşabiliriz, Rick. Onları yenmenin bir yolunu bulabiliriz.. Open Subtitles بوسعنا إيجاد وسيلة لقهرهم، بوسعنا فعل هذا.
    Demek ki programı değiştirmek için bir yol bulman gerek. Open Subtitles مما يعني أنك بحاجة إلى إيجاد وسيلة لتغيير الجدول الزمني.
    Ben sadece kendimi canlı hissetmenin yollarını arıyorum. Open Subtitles إنّي أحاول إيجاد وسيلة لأشعر بأنّي حيّ فحسب!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more