| Elliot, bu adamı birkaç test için yukarı götürmem gerekiyor. | Open Subtitles | إيليوت, يجب أن أصطحب هذا الرجل للأعلى لإجراء بعض الفحوصات |
| Billy Elliot yapabildiyse ben de yapabilirdim. | TED | إذا استطاعت بيلي إيليوت أن تفعل ذلك، فأنا أستطيع أيضاً. |
| - * şefkatli... - Elliot Gould. | Open Subtitles | ـ تلك المرأة ـ ـ ـ ـ هل هذا إيليوت جولد؟ |
| Elliot kurtulsun veya kurtulmasın, döndüğünüzde sizi bekliyor olacağım. | Open Subtitles | سواء نجح إيليوت أم لا، سأكون في الانتظار عند عودتكم. |
| Elliott sana iyi bakacak. | Open Subtitles | كل شيء سيكون على مايرام الان إيليوت سيعتني بك |
| - Billy Elliot. Seçmeler için geldik. | Open Subtitles | . بيلي إيليوت . لقد جئنا من أجل الإختبار |
| Bay Elliot, korkarım saygı ve disiplin tartışmasız olarak bu okuldaki her öğrenci için en mühim şeydir. | Open Subtitles | سيد إيليوت ، أنا أخشى أنّ الإحترام المتبادل و الإنضباط الذاتي هي شروط مطلقه مسبقاً . لأي تلميذ في هذه المدرسة |
| Affedersiniz Billy Elliot'a ailesinin geldiğini söyler misiniz? | Open Subtitles | . عفواً هل بإمكانك أن تخبر بيلي إيليوت أنّ عائلته هنا؟ |
| Elliot'ın erkek arkadaşı, Jake, daha önce yapamadığı şeyleri yapabilmesi için Elliot'ın özgüvenini artırmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | صديق إيليوت, جيك, كان قد عزز ثقنها بنفسها كي تقوم بأمور لم تكن قادرة على فعلها من قبل |
| Yapma, Elliot. Sana hep ne yapman gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | بالله عليك يا إيليوت فدائما يملي عليك جيك ما تقومي بفعله |
| İşte. Şunu izle. Elliot, şu adamı ittirir misin? | Open Subtitles | حسنا راقبي ذلك إيليوت, هلا دفعت ذاك الشاب؟ |
| Haksız mıyım, Elliot yoksa bu öksürük, göğüs röntgeni mi gerektirir? | Open Subtitles | هل أنا مخطئ يا إيليوت, أم أن صاحب هذه السعلة يحتاج لصورة صدرية؟ |
| Jason Elliot barı 6 yıl önce | Open Subtitles | جيسون إيليوت افتتح حانة بوب بليس قبل 6 سنوات |
| Cüzdanın içindekiler onun Michael Elliot olduğunu söylüyor ama otele başka bir isimle kayıt yaptırmış. | Open Subtitles | محتويات المحفظه تقول أنه مايكل إيليوت ولكنه سجل دخوله فى الفندق باسم مستعار. |
| Michael Walden Elliot, Montpelier, Vermont'ta doğmuş. | Open Subtitles | مايكل والدن إيليوت ولد فى ونتبلير,فيرمونت |
| Michael Elliot bekarmış ve tek başına Dupont Circle'da yaşıyormuş. | Open Subtitles | مايكل إيليوت كان أعذب ويعيش بمفرده فى ضاحيه دوبونت. |
| Sağdaki, Michael Elliot'ı otel odasında öldüren kurşun. | Open Subtitles | الرصاصه على اليمين هى التى قتلت مايكل إيليوت فى غرفه الفندق. |
| Elliot, bir şeyler hatırlamalısın... ve neyin nasıl yardımcı olabileceğini bilemezsin. | Open Subtitles | "إيليوت " عليك تذكر شيء لا أحد يعلم ما قد يساعد |
| Anne ve baba çadır kurarken Elliot, küçük arkadaşıyla oynuyordu. | Open Subtitles | "إيليوت" و الصبي يلعبون بينما الأب و الأم ينصبون الخيمة |
| - Artık gitmeliyim. - İyi geceler bay Elliott. - İyi geceler. | Open Subtitles | ـ حسناً ، عليّ أن أذهب (ـ طابت ليلتك ، سيد (إيليوت |
| "Elliott böyle düşünüyor" ve "Elliott şöyle düşünüyor" | Open Subtitles | "إن "إيليوت يعتقد هذا "و"إيليوت يعتقد ذلك |
| Yazar George Eliot tüm yanılgı şekilleri arasında kehanette bulunmanın en gereksiz olduğu konusunda bizi uyarmıştı. | TED | حذّرتنا المؤلّفة جورج إيليوت أنّ من ضمن مختلف أنواع الأخطاء، التّنبؤ هو الأسوأ. |