"إيماني" - Translation from Arabic to Turkish

    • inancım
        
    • inancımı
        
    • Imani
        
    • inancımın
        
    • inancıma
        
    • inanç
        
    • inanıyorum
        
    • inanmak
        
    • İnançlarım
        
    • inancımdan
        
    • imanım
        
    • İnançsızlık
        
    • inanacakmışım
        
    Yani, evet, kesinlikle ama inancım benim için çok önemli. Open Subtitles أقصد، نعم بكل تأكيد، لكن إيماني يعني لي كل شيء.
    Dünyadaki her şeyden çok sevdiğim çocuklarım ve Tanrı'ya olan yenilenen inancım. Open Subtitles الذين أحبهم أكثر من أي شيٍ في هذا العالم وتجديد إيماني بالرب
    Mesele Tanrıya çektiğim acıyı göstermek değil. Mesele inancımı göstermek. Open Subtitles لا يتعلّق الأمر بإظهار ألمي للرب بل بإظهار إيماني له
    Sen inancımı test etmek için gönderilen baştan çıkarıcı kadınsın. Open Subtitles من الواضح أنكِ امرأةٌ فاتنة مُرسلةٌ إلى هنا لتختبري إيماني
    Bütün erotik arzularını tatmin et ve 40 gün sonra Imani ile evlen. Open Subtitles اشبع كلّ رقباتك الجنسية وبعد 40 يوماً , تعود و تتزوج بــ إيماني
    İtiraf etmeliyim ki, yeteneklerine olan inancımın birazını yerine getirdin. Open Subtitles علي أن أعترف بأنك أعدت لي شيئا من إيماني بقدراتك
    Affet beni , Tanrım. Tahtı o aldığında, inancım sallanmadı. Open Subtitles اغفر لي أيها الرب، عندما تولى العرش، إيماني لم يتزعزع
    Değişim bir kez benim tümleyici inancım haline gelseydi, kör olabilirdim. TED حالما أصبح التغيير هو إيماني الكامل، كان من الممكن أن أكون أعمى.
    Reklamcılığa olan inancım geri geldi. Open Subtitles إيماني بصحة الإعلانات الأمريكية قد عادت لحد ما
    Şahsi inancım burada bulduğumuzun dünya-dışı biyolojik bir varlık olduğu yönünde. Open Subtitles إنه إيماني الخالص.. أن ما لدينا هنا.. هو الجثة الكاملة لكيان بيولوجي من الفضاء الخارجي.
    İnsan şefkatine olan inancım, olması gerektiği kadar değil. Open Subtitles إيماني باللطف البشري لم يعد كما كان بالسابق
    O gün, o anda, Jake Green tanrıya olan inancımı kesin olarak pekiştirdi ama daha önemlisi insanlığa olan inancımı pekiştirdi. TED لذا في ذلك اليوم، وفي تلك اللحظة، جدّد جيك جرين إيماني بالله قطعًا، ولكنه جدد إيماني بالإنسانية كذلك.
    O zalim ve küstah bir adam ama ben İncil'i okudum ve kendimce Tanrı inancımı buldum. Open Subtitles إنه رجل قاس عديم الرحمة لكنني عكفت على قرأة الإنجيل مذأك وأعتمدت على إيماني بالرب
    Mantığa, gerçeğe ve insan dayanışmasına olan inancımı. Open Subtitles إيماني في السبب، في الحقيقة في التضامن الإنساني
    Dini inancımı kaybetmemin yegane sebebi sizsiniz. Open Subtitles أنت تماماً السبب الذي جعلني أفقد إيماني بالإيمان
    Beni affet Meryem Ana. İnancımı koru, ve Baba, Oğul, Kutsal Ruh sevgimi çoğalt. Open Subtitles اغفري لي، يا ام الله قوّي إيماني وضاعف حبي لك
    Selamlar, yüce Prens. Bayan Imani Issi'yi takdim ediyorum. Open Subtitles تحياتي, أيها الأمير المبجّل أقدم لك الآنسة (إيماني إيزي)ً
    Imani'yle kahve içiyordum. Dr. Phelps demek istedim. Open Subtitles أحضر القهوة مع (إيماني) أعني ، الدكتورة (فيلبس)
    inancımın ortaya çıktığı anlar hariç sözleriyle beni kötülediğinde onun parlak ve zeki olduğunu sanıyorum zeki yakışıklı evet ve onun sana ilgisi seni özel hissettiriyor seni tamamlıyor hissi veriyor sana benim gümlüğümü okudun mu hiç? Open Subtitles عدا عندما أتحدث عن إيماني يصبح مؤذي حرفياً أعتقد بأنه لامع
    29 yıl sonra bir Pazar okulu öğretmeni olarak inancıma 9 yaşında, diziler hâlinde sorular soran, bir genç tarafından meydan okundu. TED بعد 29 عامًا، كمعلّمة في مدرسة يوم الأحد، تحدى طفل يبلغ من العمر 9 سنوات إيماني الذي طرح سلسلة من الأسئلة.
    Tamam, şimdi ilk başta bu gençlere göre kendimi daha üstün hissettim, daha alışılagelmiş inanç sistemimle övündüm. TED حسنا ، شعرت في البداية بالتفوق حقا على هؤلاء الصبية، ومعتدة بنفسي في إيماني الأكثر تقليدية.
    İnanıyorum ki, Darwinizm'in özü dinî inancı derinden sarsmaktadır. TED أعتقد بأن الفهم الحقيقي لنظرية داروين.. ينتج عنه انحسار إيماني شديد.
    Bana geri döneceğine inanmak devam etmemi sağlayan tek şeydi. Open Subtitles ...إيماني بأنك ستعود إليّ كان الأمر الوحيد الذي دفعني للاستمرار...
    Sadece duyduklarım değil inançlarım da mümkün görünmemeye başladı. Open Subtitles الآن, بما سمعت, إيماني هو أكثر وأكثر غير وارد حدوثه.
    İnancımdan da, bağlılığımdan da eminim Bu da benim yükselmemi tetikleyen şey oldu. Open Subtitles أنا واثق من إيماني وإخلاصي وهذا ما جعلني أرتقي سريعًا في مرتبة الملائكة
    Böylece imanım tazelenebilecekti, imanım tazelendiğinde de, yardım ettiklerimin imanını tazeleyebilecektim. Open Subtitles ربما سأستعيد إيماني ،و عندما أستعيد إيماني و أود إستعادة تلك الثقة، لأشغل منصب كاهن
    Ve Samuel ortadan kaybolduğundan beri bir türlü kurtulamadığım türde bir acı ve inançsızlık içindeyim. Open Subtitles ومنذ أن أختفى (ساموئيل)، لقد شعرت أن هناك ضعف في إيماني ولا يمكنني منع هذا.
    Neye inanacakmışım? Open Subtitles إيماني بماذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more