| Bu işte beni dışarıda tek parça halinde tutan aşktı. | Open Subtitles | هكذا يكون الحب الذي ابقاني على قيد الحياة في الحرب |
| Bogdan biraz daha tuttu beni envanter yapmamı istedi ve aslında ben... | Open Subtitles | باغدون ابقاني هنا لساعة متأخرة. كما تعلمين، قمنا ببعض الجرد، و... ... |
| - beni hayatta tutan tek şey, buraya gelip bunu göreceğini düşünmekti. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ابقاني على قيد الحياة هو فكرة وجودك هنا لترى هذا |
| Devam etmemi sağlayan tek şey, babamdan alacağım intikamın ihtimaliydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المحتمل انه ابقاني حيا هو فكرة ان انتقم من والدي |
| Ben de hâlâ şehirde çalışıyor, beni meşgul edecek işler yapıyordum. | Open Subtitles | انا لازلت اعمل في المدينة لذا العمل ابقاني مشغولاً |
| beni de biri bütün gece uyutmasa, ben de çaresiz olurdum. | Open Subtitles | حسناً، أستطيع تخيل إن ابقاني شخص ما مستيقظة طوال الليل فسأكون يائسة أيضاً |
| beni de biri bütün gece uyutmasa, ben de çaresiz olurdum. | Open Subtitles | حسناً، أستطيع تخيل إن ابقاني شخص ما مستيقظة طوال الليل فسأكون يائسة أيضاً |
| Lena, beni senden uzak tutan şey, artık yok. | Open Subtitles | لينا, الشيء الذي ابقاني بعيداً عنك, لقد ذهب. |
| beni hayatta tutan şeylerden biri bu. | Open Subtitles | انه الامر الوحيد الذي ابقاني على قيد الحياة |
| Bu; suçun, utancın ve ihtiyacın ölünceye kadar beni yanında tutan sevginin tortusuydu. | Open Subtitles | كان حَصِيلَة الشعور بالذنب, الخجل الحاجه الحب ابقاني بجانبها حتى ماتت |
| beni canlı tutan, paranoyadır. | Open Subtitles | جنون الأظطهاد هو ما ابقاني حياً |
| Ve tüm bu zaman boyunca beni ayakta tutan tek şey. buralarda bir yerde tatlı Darren'ımın beni hala sevdiği ve sonra bir gün tekrar beraber olacağımız düşüncesiydi. | Open Subtitles | ...واثناء كل هذا ...الشئ الوحيد الذي ابقاني علي قيد الحياة هو اعتقادي... ... بانة يوجد هناك بالخارج عزيزي دارين الذي ماذال يعشقني... |
| Babam sürekli beni iş ve diğer şeylerden uzak tuttu. | Open Subtitles | ابي ابقاني دائماً خارج موضوع الاعمال و الاشياء الاخرى هل تعلم شيء عن ايلينا ؟ |
| Ama o koşullanma beni uzun yıllar boyunca orada tuttu. Ta ki otuzlarımın ortasına gelip de şöyle diyene kadar: "Farkında mısın, asla daha genç olmayacağım. | TED | ولكنه ذلك النوع من التكيف ما ابقاني بالعمل بها للعديد من السنوات حتى بلغت منتصف الثلاثينات و بدأت فى التفكير و قلت لنفسى , إننى لن أصبح أكثر شباباً |
| En karanlık zamanlarımda beni hayatta tuttu. | Open Subtitles | إنها من ابقاني حية بأظلم أوقاتي |
| Devam etmemi sağlayan tek şey bunu düşünmek. | Open Subtitles | انها الشيء الوحيد الذى ابقاني مستمرا |
| Burada kalmamı sağlayan tek şey-- | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذي ابقاني هنا |