| Tüm araçlar kilitlendi. Kapıyı açamıyorum. Orada kal, kımıldama. | Open Subtitles | لقد علق الباب ، ولا يمكننى فتحه ابقِ حيث أنتِ ، ولا تتحركى |
| Sadece o odada kal. Hiç bir nedenle kapıyı açma. | Open Subtitles | فقط ابقِ فى الغرفه, لا تفتحين الباب هباء |
| Bizimle kal! Sesimi dinle, tamam mı? | Open Subtitles | والآن، ابقِ معنا، واستمع إلى صوتى، حسناً؟ |
| Lütfen elleri ve ayakları her daim kayadan uzak tut. | Open Subtitles | لذا رجاءً، ابقِ يديك ورجليك نظيفة من الصخور طوال الوقت |
| Ağzını sıkı tut, evlat yoksa ellerim yakanda olur! | Open Subtitles | ابقِ فمك مغلقا يا فتى و الا فسوف ألاحقك بيديّ العاريتين |
| - Görüşürüz şekerim. - Beladan uzak dur. | Open Subtitles | اراك قريباً عزيزي ابقِ بعيداً عن المشاكل |
| Telefonda kal. Bana neler olduğunu tek tek anlat. Gelmek üzereyim! | Open Subtitles | ابقِ على الهاتف معي وأخبريني ما الذي يحدث بالضبط, سأصل في الحال |
| Burada kal ve biri gelirse bize haber ver. | Open Subtitles | .ابقِ هنا وصفّري إن قدمَ أحد ما |
| Hayır sen burda kal. Ben gidip örtecek bir şeyler alırım. | Open Subtitles | لا, ابقِ هنا تماماً سأذهب لأعدل الأغطية |
| Sakın girme. Bu arka yolda kal. | Open Subtitles | لا تأخذه ابقِ على هذا الطريق الفرعي |
| Şaka yapıyor. Lütfen istiyorsan kal. | Open Subtitles | إنه يمازحك، رجاءً ابقِ إن أردتِ |
| Pekâlâ, sen burada kal. Sakın bozma. Polislik yapmam lazım. | Open Subtitles | ابقِ هنا ، لا تذهبين لدي عمل شرطة |
| dur, dur biraz. Kıpırdama Olduğun yerde kal. | Open Subtitles | مهلاّ، مهلاً، لا تتحرّكِ، ابقِ ساكنةً. |
| Işıkları tavana tutabildiğin kadar yukarıda tut. | Open Subtitles | ابقِ الإنارة في مستوى عالٍ كمستوى السقف قدر المستطاع. |
| Saat 2'yi boş tut. | Open Subtitles | شاغراً الثانية الساعة موعد ابقِ هنا, إلى جرياً وسيعودون |
| Sağ elini yukarıda tut. Her seferinde diyorum sol elin yukarıdayken açık veriyorsun. | Open Subtitles | ابقِ يدك عالياً، إنّي لا أنفك أخبرك ذلك، جانبك الأيسر مكشوف. |
| - Beni biliyorsun. Uzak dur. - Kabul ediyorum ve bugünlerde hiçbir konuda aynı fikirde değiliz. | Open Subtitles | ـ تعلمين رأيي ، ابقِ بعيدة عن الأمر ـ أوافقها الرأى ، وتلك الأيام |
| Ama yakında dur, zamanlama herşey. | Open Subtitles | لكن ابقِ قريبة. التوقيت هو أهم شيء |
| Lütfen karakterinize bağlı kalın soylu genç kız. | Open Subtitles | رجاء ابقِ ملتزمة بشخصيتك، الفتاة اللطيفة |
| Onlarla uğraşmayın. -Gemiyi yörüngede tutun. -Emredersiniz, efendim. | Open Subtitles | لا تهتم لشأنهم ابقِ السفينة بالمدار |
| Seni bu anda tutabilme gücünü bulabilmem için bana yardımcı ol. | Open Subtitles | ساعديني في العثور على القوة التي تُبقيكِ في هذه اللحظة. ابقِ معي. |
| Odanın dışında bekle. Kapılar kilitli olsun. | Open Subtitles | ابقَ خارج الغرفة، و ابقِ الباب مغلقاً |
| Ve gözün kızda olsun. Ona güvenme. | Open Subtitles | و ابقِ عينيك على تلك الفتاة، فأنا لا أثق بها |
| Avukatlığa devam et, herkese maaşını öde, kimseyi işten çıkarmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ابقِ على مكتبك، و ابقِ للكل على رواتبهم ابقِ كل شيء على ما هو عليه |