Soylu oğlunuz deli. Deli diyorum. Delilik nedir aslında? | Open Subtitles | ان ابنكم النبيل مجنون ولا اطلق عليه غير الجنون |
Ümit ederim beni bağışlarsınız. Biricik oğlunuz, Bhagat Singh. | Open Subtitles | أتمنى أن تسامحونى ابنكم المطيع، بهاجت سينغ |
Elimizdeki bilgilere göre en büyük oğlunuz Kip Kerri'yle tam uyuşuyor. | Open Subtitles | وعلى حسب معلوماتنا ابنكم الكبير كيب يطابق دم كيري |
Öyle, yada böyle, oğlunuzun sizinkinden daha iyi bir yaşamı olacak. | Open Subtitles | بطريقة أو بأخرى فإن ابنكم سيحظى بحياة أفضل من التي عشتموها |
Küçük oğlunuzun olan biteni kısa sürede unutmasını sağlayacağız. | Open Subtitles | و سرعان ما سنساعد ابنكم الصغير على نسيان ما حدث |
Kocanız çok hasta, biz de küçük oğlunuzu bir daha incitmesine izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | زوجك مشوش جداً ونحن لم ندعه يؤذي ابنكم مرة أخرى. |
Çocuğunuzun bir avukat değil de bir öğretmen olmasını ister miydiniz? | TED | هل تودون أن يصبح ابنكم مدرسا بدل أن يكون محام؟ |
Bırakın somurtmayı. Bugün oğlunuz için gülümseyin. | Open Subtitles | توقفوا عن العبوس ابتسموا لأجل ابنكم اليوم |
Bırakın somurtmayı. Bugün oğlunuz için gülümseyin. | Open Subtitles | توقفوا عن العبوس ابتسموا لأجل ابنكم اليوم |
oğlunuz sabah ilk iş ameliyata girecek. | Open Subtitles | سيخضع ابنكم للجراحة غداً صباحاً |
oğlunuz okula gelmedi bugün ve... | Open Subtitles | وجدنا أن ابنكم غائب عن المدرسة.. |
Carl telefonda etkilenen kişinin oğlunuz olduğunu söyledi, doğru mu? | Open Subtitles | (كارل) أخبرني على الهاتف أن ابنكم هو المصاب، أهذا صحيح؟ |
o da temiz. Hemen ameliyata almazsak oğlunuz ölecek. | Open Subtitles | إن لم نتحرك فورًا، ابنكم سيموت. |
Bence oğlunuzun bu evden taşınıp tek başına yaşamaya başlaması için verebileceğim tarih en geç 15 Haziran. | Open Subtitles | استطيع القول أنني سأجعل ابنكم يغادر و يعيش لوحده في الخامس عشر من حزيران |
Sonra oğlunuzun DNA'sı için bir izin belgesi çıkartacağız. | Open Subtitles | بإمكاننا الحصول على اذن بإخذ عينه من ابنكم |
Korkarım oğlunuzun duyularının çalışmadığını söylemek zorundayım. | Open Subtitles | اخشى ان ابلغكم بان هناك حاستين من ابنكم تلاشت |
Kasabaya hoş geldiniz demek ve oğlunuzun durumunu sormak istedim. | Open Subtitles | أردت الترحيب بكم في البلدة وأرى كيف حال ابنكم |
Çünkü sizden önce dokunan kişi oğlunuzu kaçırdı. | Open Subtitles | ببساطة,لان الشخص الذي لمسها قبلكم,لديه ابنكم |
oğlunuzu sevdiğinize inanmak istiyorum ama bir şey var çocuklarını döven aileler de aslında çocuklarını seviyorlar. | Open Subtitles | .. يمكنني تصور ان هذا ماتحاولين فعله لأني أؤمن انكم تحبون ابنكم لكن تعرفون ماذا؟ |
Bunu planlarken sizin Çocuğunuzun olayını düşünüyordu. | Open Subtitles | لقد كان يفكر في قضية ابنكم عندما خطط لذلك |
Çocuğunuzun davranışı beni dehşete düşürüyor, sadece bir müdür olarak değil, | Open Subtitles | "فى يوم خلع فيه السروال" - تصرف ابنكم لا يضايقنى لآننى المدير - |
Affedersin. Telefon direğinde sallanan oğlun mu? | Open Subtitles | عذراً هل هذا ابنكم الذي يتدلى من عامود الهاتف ؟ |
Oğlunuza olanları unutturmak için hep beraber elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | و سرعان ما سنساعد ابنكم الصغير على نسيان ما حدث |