Karın ve oğlun koridorun sonunda ve onlar da "hayır" diyor. | Open Subtitles | إنّ زوجتكَ و ابنكَ بنهاية الممر و قد نفيا ذلك أيضاً |
Karın ve oğlun koridorun sonunda ve onlar da "hayır" diyor. | Open Subtitles | إنّ زوجتكَ و ابنكَ بنهاية الممر و قد نفيا ذلك أيضاً |
oğlunu yem olarak kullanıp mı kendine vakit ayıracaksın yani? | Open Subtitles | أهذا مفهومكَ عن الوقت المميّز؟ تستغلّ ابنكَ ستاراً لأفعالكَ؟ |
Oğlunuz tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden ölüyor kötü karma yüzünden değil. | Open Subtitles | يحتضر ابنكَ من مرضٍ لا علاج له وليس من العاقبة الطالحة |
Oğlunun ölüme, bir parça teselliyle gittiğini bileceksin. | Open Subtitles | راحَة البال أنَ ابنكَ ذهبَ إلى موتهِ مع بعض الراحَة |
Oğlunuzun sizin onu sevdiğini bilmesini istiyorduysanız, bunu ona hayattayken söylemeliydiniz. | Open Subtitles | لو أنّكَ أردتَ ابنكَ أن يعلم بحبّكَ له، كان حريّاً بكَ إخباره عندما كان حيّاً |
oğlun, sence babasız büyürken iyi olabilecek mi? | Open Subtitles | أتظنُ أن ابنكَ سينمو بشكلٍ سليم بدونِ أب؟ |
oğlun hakkında bir şeyler duydum. O yakınlarda yaşıyor. | Open Subtitles | أخبرني أحدهم بعنوان ابنكَ وهو يعيش بالقرب من هنا |
oğlun portalı iki taraflı çalıştırmaya çok yaklaştı. | Open Subtitles | انظر، ابنكَ قريبٌ مِن كفيفيّة عَكْسِ البوَّابةِ |
oğlun portalı iki taraflı çalıştırmaya çok yaklaştı. | Open Subtitles | انظر، ابنكَ قريبٌ مِن كفيفيّة عَكْسِ البوَّابةِ |
Anladığım kadarıyla başka bir zaman diliminde oğlun. | Open Subtitles | كما فهمت الأمر، فهو ابنكَ في مسارٍ زمنيّ مختلف. |
Kızımı seve seve öldürürüm ama oğlunu öldürmek konusunda içim pek rahat değil. | Open Subtitles | يسرني أن أقتل ابنتي، لكنّي مترددة قليلاً تجاه قتل ابنكَ |
Sana, ejderhayı öldürmesi için oğlunu vereceğimi söylemedim mi? | Open Subtitles | ألم أقل لك، أنّي أستطيع أن أجعل ابنكَ يذبح التنّين؟ |
Aynı senin oğlunu her şeyden uzak tutmaya çalışman gibi. | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي لا تُريدُ أنتَ أن يطال ابنكَ شيئاً من الأمر |
Oğlunuz tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden ölüyor kötü karma yüzünden değil. | Open Subtitles | يحتضر ابنكَ من مرضٍ لا علاج له وليس من العاقبة الطالحة |
Oğlunuz ne kadar zamandır komada? | Open Subtitles | ابنكَ منذ متى و هو في غيبوبته؟ |
bi şey söyle şuna, yoksa karının gözleri önünde Oğlunun götünü kestiririm. | Open Subtitles | انبسّ بكلمةٍ، وسأقطع قدمَ ابنكَ أمام زوجتكَ. |
Resmi ifadene göre, dün gece balık avlamaya gittikten sonra direkt Oğlunun yanına, evine gittin. | Open Subtitles | إفادتكَ الرسميّة هي أنّكَ ذهبتَ البارحة للصيد... ثمّ عدتَ مباشرةً إلى المنزل لتكون مع ابنكَ |
Oğlunuzun ateşi 40 derece. Derhâl ameliyata almalıyız. - Apandisiti yırtılmış. | Open Subtitles | "درجة حرارة ابنكَ 40 مئويّة"، علينا إدخاله الجراحة فورًا، زائدته تفتّقت |
Oğlunuzun kızınızı düzüp onu hamile bıraktığını öğrendiğinizde, muhtemelen aynısı yaparsınız, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذا اكتشفتَ أنّ ابنكَ مارس الجنس مع ابنتك وجعلها حاملاً. على الأرجح كنتَ لتفعل نفس الشيء، أليس كذلك؟ |
Alt katta oturan kedili kadınla. Oğluna dondurma yediriyordu. | Open Subtitles | صاحبة القطط اللعينة التي تسكن أسفلنا، كانت تطعم ابنكَ البوظة |
Bencil kaltak öldü seni aptal oğlunla yalnız bıraktı. | Open Subtitles | ماتت الأنانية الحقيرة... تركتكَ وحدك مع ابنكَ الغبي |
Resmi bir görev için gelmedim. Kaybolan oğlunuzu bulmanız için elimden bir şey gelir mi diye bakmak istedim. | Open Subtitles | لم آتِ بصفة رسميّة، إنّما أريد فعل أيّ شيء للمساعدة في إيجاد ابنكَ المفقود |
Oğlunuzdan kemik iliği ve ciğerinin yarısını alabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أخذ نخاع ونصف رئة من ابنكَ |
Seni oğlunlayken gördüm. | Open Subtitles | -رأيتُكَ مع ابنكَ |