| tek oğlunu neredeyse kaybeden bir adamın davranışını nasıl yargılayabilirsin? | Open Subtitles | كيف تحكم على سلوك رجل كاد يفقد ابنه الوحيد ؟ |
| Kral, Kraliçe'nin ölümüyle çok kederlenmiş gibi görünüyor ancak verdiği emre göre, en kıymetlisini, tek oğlunu korumak için, hiçbir gayret esirgenmeyecek. | Open Subtitles | الملك نفسه يبدو حزينا جدا بسبب وفاتها ولكنه اصدر أمرا بعدم ادخار أي جهد لحماية هذه الجوهرة الثمينة ابنه الوحيد |
| Babamın yardım için, çiftlik işlerinde becereksiz ve hayatta kalan tek oğlu olan, benden yardım istemek zorunda olması, içimde bir hüzün yarattı. | Open Subtitles | معرفة أنّ أبيّ قد لجأ إليّ لطلب المساعدة ابنه الوحيد .. الابن الذي اعتاد على رؤيته في المزرعة .. قد أشعرني بالحزن .. |
| Bizim için çarmıha gerilenin, İsa Mesih, onun tek oğlu, | Open Subtitles | هل تؤمنون بالمسيح يسوع ابنه الوحيد ؟ |
| Ama baban tek oğlunun kurtulmasını sağladı... ve o da bir gün insan ırkını fethedecek... | Open Subtitles | لكنه تأكد من أن ينجو ابنه الوحيد على أمل أن يوماً ما سيستطيع غزو الجنس البشري... |
| O, tek çocuğunu Fransa seferinde kaybetmiş olan pek genç olmayan bir adam. | Open Subtitles | انه رجل ليس بشاب وقد خسر ابنه الوحيد في الحمله الفرنسية |
| Ben onun tek oğluydum. | Open Subtitles | انا ابنه الوحيد. |
| - Özellikle kendi oğluna. | Open Subtitles | خاصّة ابنه الوحيد! |
| Onun hayatını kurtardım, vasisi olduğu kızı iyileştirdim ve sahip olduğu tek oğlunu korudum. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياته ، ولقد عالجت الوصي عليها ولقدقمت بحماية ابنه الوحيد |
| Belki bizi yüce Tanrı yarattı ve tek oğlunu günahlarımız için ölüme yolladı ya da hepimiz birer maymunduk ve birbirimizin ağzına pisleyip dururken bir gün kendimize gelip dedik ki: | Open Subtitles | ربما خلقنا من قبل الله كلي المعرفة الذي أنزل ابنه الوحيد للموت بالنسبة لنا، و أو ربما كنا الناس قرد الذين جلسوا حول |
| Tanrı tek oğlunu bir intihar görevi için buraya gönderdi, fakat biz yine de seviyoruz onu, çünkü bize ağaç falan yapıyor. | Open Subtitles | الرب ارسل ابنه الوحيد قي مهمة إنتحارية، لكننا نحبه بأيّ حال لأن خلق الأشجار. |
| Tanrı tek oğlunu bir intihar görevi için buraya gönderdi, fakat biz yine de seviyoruz onu, çünkü bize ağaç falan yapıyor. | Open Subtitles | الرب ارسل ابنه الوحيد قي مهمة إنتحارية، لكننا نحبه بأيّ حال لأن خلق الأشجار. |
| tek oğlunu Dikişçi'ye kurban verdi. | Open Subtitles | فقد ابنه الوحيد على يد الخياطة |
| İshak onun tek oğlu değildi. | Open Subtitles | - جيد جدا - إسحاق لم يكن ابنه الوحيد |
| tek oğlu Prens Velkan ve kızı Prenses Anna. | Open Subtitles | ابنه الوحيد الأمير (فيلكان) وابنته الأميرة (آنا) |
| Onun tek oğlu idi. | Open Subtitles | ابنه الوحيد |
| tek oğlu Horus'un. | Open Subtitles | (حورس)، ابنه الوحيد". |
| - Ya da tek oğlunun ellerinde... | Open Subtitles | -أو في يد ابنه الوحيد |
| tek çocuğunu kaybeden bir teknisyeni arıyoruz. | Open Subtitles | نبحث عن ميكانيكي خسر ابنه الوحيد |
| Sahip olabileceği tek çocuğunu kaybetti. | Open Subtitles | لقد فقد ابنه الوحيد |
| Ben onun tek oğluydum. | Open Subtitles | انا ابنه الوحيد. |