Ayrıca düşünsene aslında Yeğenim olan sahte bir kardeşim olacak. Harika bir şey. | Open Subtitles | و كم رائعاً سيكون امتلاك أخاً صغيراً مزيّفاً .الذي يكون بالحقيقة ابن أختي |
- Ben Andrea, ve bu da Sophie. - Ben Roger. Bu Yeğenim, Nick. | Open Subtitles | أنا أنديرا وهذه صوفي أنا روجر وهذا ابن أختي نيك |
Yeğenim bugün ne giydiğini sordu Ne kadar tatlı. | Open Subtitles | سألني ابن أختي ما الذي ترتدينه اليوم كم هذا لطيف؟ |
Küçük yeğenimi göreceğim ve sonra seni akşam ararım. | Open Subtitles | سأرى بشأن ابن أختي الصغير و سأتصل بكِ في المساء، سنسوّي الأمر |
Bu akşam yeğenimin gösterisi var ve Henry'nin uçuş numarasını bilmiyorum. | Open Subtitles | انتظري، يجب ان أذهب إلى مسرحبة ابن أختي ولا أعرف رقم رحلة طائرة هنري |
Eğer yeğenime bir şey olursa serumdan yemek yiyeceksin. | Open Subtitles | لأنه إذا حدث أي شيء إلى ابن أختي أنت ستكون مأكول |
Evet, kız kardeşimin oğlu olur. | Open Subtitles | أجل، إنه ابن أختي |
Prens, yani Yeğenim ise, benim gözetimim altında ve benim yazılı iznim olmaksızın, kimsenin onu görmeye hakkı yok, olmayacak. | Open Subtitles | الامير ، ابن أختي وهو في وصايتي ولن يسمح لأحد برؤيته من دون موافقة كتابية مني |
- Sonuç ortada. - Bu çok saçma. - Yeğenim neden böyle bir şey yapsın? | Open Subtitles | هذا سخيف لماذا ابن أختي يفعل مثل هذا الشيء؟ |
Yani, Yeğenim oradaydı, uygunsuz hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد كان ابن أختي حاضرًا ولك يكن أي شيء غير لائق |
Yeğenim onun tuttuğu haydutlar yüzünden sakat kaldı. | Open Subtitles | ابن أختي مقعد بسبب أولئك المجرمين الذين استأجرهم |
Teorik olarak, çocuk benim Yeğenim. | Open Subtitles | من الناحية النظرية، الطفل هو ابن أختي |
Meredith, Yeğenim ve kızım da dahil herkesi bir ölüm listesine koydun. | Open Subtitles | (ميريدث)، لقد وضعتي الجميع بمَن فيهم ابن أختي وابنتي على قائمة إغتيالات. |
Onu sana alsaydım keşke Yeğenim. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}ربّما وَجبَ عليّ أن .أشتريها لك، يا ابن أختي |
Yeğenim evde mi? | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}هل ابن أختي في المنزلِ؟ |
Sayın yargıç, gidip yeğenimi görebilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني رؤية ابن أختي الآن يا سيادة القاضي ؟ |
Bence yakındaki yerleri dolaştılar, yeğenimi suçlamak için yaralanmış birilerini aradılar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم مشطوا الريف، وبحثوا عن شخص بجروح كي يمكنهم إلقاء اللوم على ابن أختي |
Görgü tanıklarının yeğenimi taş atarken gördüklerini söyledin. | Open Subtitles | تزعم أن الشهود قالوا ألقى ابن أختي صخرة على رعية القرية |
Kral'ın hastalığı ve yeğenimin yaşının küçük oluşu, veraset konusunu acil kılıyor. | Open Subtitles | أن عجز الملك وصغر سن ابن أختي يعجل مسألة خلافة |
Şimdi içmek istediğine emin misin? Ölü kardeşimin hayatta olması, yeğenimin bir delinin ölüm listesinde olması... | Open Subtitles | أختي الميتة على قيد الحياة ابن أختي ضمن قائمة اغتيالات |
Vradığında, yeğenimin taş atıp atmadığını öğreneceğiz. Eğer atmadıysa... | Open Subtitles | عندما يأتي هنا، سنعرف إذا رمى ابن أختي تلك الصخرة او لم يفعل |
yeğenime karşı da hep kötü niyetli oldun. | Open Subtitles | عرفت أيضاً باحتيالك ضد ابن أختي الامبراطور |
Bu kız kardeşimin oğlu. | Open Subtitles | هذا ابن أختي |