"ابن عمّي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kuzenim
        
    • kuzen
        
    • kuzenimin
        
    • kuzenimi
        
    • Kuzenime
        
    • kuzenimsin
        
    Bebek Kuzenim Matthew. Bir iki günlüğüne kalacak. Open Subtitles ابن عمّي الصغير، ماثيو وهو سيبقى معنا ليوم واحد حسبما أظن
    İşte benim Kuzenim böyle demişti. Kes artık şunu. Open Subtitles هذا ما قاله ابن عمّي توقف عن العبث يا رجل
    Evet, Kuzenim işte. Yanımda çalışmaya başladı. Open Subtitles إنّه ابن عمّي الصغير، بدأ العمل لصالحي للتّو.
    kuzen, bu politikacılar. Bunlar çok büyük balıklar. Durun bir dakika. Open Subtitles يا ابن عمّي هؤلاء السياسيّون كالسّمكة الملساء
    kuzenimin teknesi var. Bana bir gün ver. Open Subtitles يملك ابن عمّي واحداً، امنحيني يوماً أو بعض يوم
    - Gelebildiğine sevindim. - Hayatta kaçırmazdım, hayatım. Yardım etsin diye kuzenimi bile getirdim. Open Subtitles مسرورٌ لرؤيتك، فلقد افتقدتك عزيزتيّ طلبت من ابن عمّي مساعدتي لإيجادكِ
    Kuzenime çamur attığınız gibi bana da aynısını yapıyorsunuz. Open Subtitles جميعكم تلفّقون لي تهمة، كما فعلتم تماماً مع ابن عمّي
    Merak etme, Kuzenim bana gereken her şeyi öğretti. Open Subtitles لا تقلقي، أعلمني ابن عمّي بكلّ ما أحتاجه
    Bakın, aklınızdan ne geçtiğini biliyorum. Ama Kuzenim o paradan bir kuruş bile almadı. Open Subtitles اسمع، أعرف ما الذي تفكر به، لكن ابن عمّي لم يأخذ فلساً من ذلك المال أبداً
    O gerçek Kuzenim değil, birlikte büyüdük. Open Subtitles حسناً، هو ليس ابن عمّي الحقيقي. لقد ترعرعنا معاً.
    Kuzenim hapisten çıktığında bu orospu çocuğunu öldürteceğim. Open Subtitles ، ابن عمّي خارج السجن ! سأطلب منه أن يقتل ذاك الداعر
    Kuzenim 18 aylık programımızın sonunda tam 67 kilo verdi... Open Subtitles خسر ابن عمّي 150 رطل في فترة 18 شهر على برنامجنا...
    Burası, İran'ın başkenti Tahran da, Kuzenim Samir'in evi. Open Subtitles "هذا بيت ابن عمّي "سمير "في العاصمة الإيرانية "طهران
    Kuzenim bana sevgililer günü için bir randevu ayarlamıştı ve demin öğrendim ki kız şeymiş... Open Subtitles رتّب ابن عمّي لي موعداً أعمى، واكتشفت للتّو أن الفتاة... حسنٌ...
    Kuzenim, Ron Hitler, Amerika'nın orta bölgesindeki en büyük ikinci mobilyacı zincirine sahip. Open Subtitles ابن عمّي (رون هتلر)، يمتلك ثاني أكبر سلسلة متاجر أسرّة في الغرب الأوسط.
    Kuzenim yine alçak gönüllülük yapıyor, Nayim. Open Subtitles ابن عمّي يتواضع مرة أخرى يا نعيم
    Kuzenim nar lavmanından 2 bin dolar kaldırdı. Open Subtitles دفع ابن عمّي ألفي دولار لحقنة الرّمان.
    Gerçi benim Kuzenim beni öldürtmeye çalıştı. Open Subtitles رغم أن ابن عمّي حاول التسبب بقتلي،
    - Evet. Sadece 24 saat, kuzen. Open Subtitles إنّها مجرّد 24 ساعة يا ابن عمّي
    Eğer her birimiz en az kuzen kadar, iyi olsaydık, Memphis daha güvenli bir yer olurdu. Open Subtitles إن كُنّا جميعًا طيبين مثل ابن عمّي كانت "ممفيس" لتكون آمنة أكثر بكثير
    Sonuncuyu, kendi kuzenimin arabama sabotaj düzenlediğini söylediğini. Open Subtitles أية رسالة؟ الأخيرة, عندما قالت أن ابن عمّي قد تسبب بحادث سيّارتي
    Sizinle birlikte olmak isterdim ama gidip tren istasyonundan kuzenimi almalıyım. Open Subtitles حسناً، كنت أحب أن أبقى بالجوار... لكن يجب أن أذهب للمحطة لألتقط ابن عمّي.
    Kuzenime bana silah doğrulttuğunu söylesem nasıl olur? Open Subtitles ماذا لو أخبرتُ ابن عمّي أنّك صوّبتَ مُسدّسك تجاهي
    Hadi, dalga geçiyorum. Sen en sevdiğim kuzenimsin. Giyin hadi. Open Subtitles أنا أمزح معك أنت ابن عمّي المفضل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more