Bir kıza götürmeyi teklif eden ve Bunun için araba çalan birisin. | Open Subtitles | النوع الذى يعرض على فتاة توصيلها، ثم يسرق سيارة من اجل هذا. |
Şey, neye bulaştığını biliyordun ve Bunun için af dilemeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً تعرف ما انت بصدده ولن اعتذر من اجل هذا |
Bunun için parmaklarım nasır tutana ve sırtım bükülene dek savaşacağım. | Open Subtitles | وسوف احارب من اجل هذا حتى تتلف أصابعي و ينحني ظهري |
Bunun için bir şeyler yapmamız gerek, böylece kendi ailemizin de bir gün buraya gelmesini isteyebiliriz." | TED | يجب ان نفعل شيئا من اجل هذا حتى نجعل منه دارا نريد أن نجعل أبائنا يعالجون هنا |
Oh, tatlım. Üzgünüm. bu yüzden mi buradasın? | Open Subtitles | أوه، حبيبتي أَنا آسف هل انت هنا من اجل هذا ؟ |
- Ayrıca Bunun için bir randevuyu iptal ettim. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك , لقد قُمت بإلغاء موعد من اجل هذا. |
Umarım çocuklar Bunun için kime teşekkür edeceklerini bilirler. | Open Subtitles | وآمل أن يعرف الرفاق من يشكرون من اجل هذا |
Bunun için bayağı yüklü bir miktar ödemişti. | Open Subtitles | لقد دفع الكثير من المال من اجل هذا الكتاب |
Bunun için para ödediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق أنكِ تدفعين النقود من اجل هذا |
Bunun için mi kablolu tv bile olmayan bir motel odasında dört ay kaldım? | Open Subtitles | من اجل هذا عشت 4 شهور فى فندق سيء بدون قنوات فضائية |
- NSA ulaşmış. Onu Bunun için mi istediler? Yani, bir yıldır oyunda değil. | Open Subtitles | هل يريدونه من اجل هذا اعنى انه خارج اللعبة لاكثر من عام |
Bunun için bayağı yüklü bir miktar ödemişti. | Open Subtitles | لقد دفع الكثير من المال من اجل هذا الكتاب |
-Evet, Bunun için çok emek veriyorlar öyle değil mi? | Open Subtitles | نعم لقد تخلوا عن الكثير من اجل هذا اليس كذلك ؟ |
Öldürülen kız zekiydi, güzeldi ve iyi bir aileden geliyordu... Bunun için birinin ölmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | الفتاة التي قُتلت كان ذكية و جميلة كما انها كانت من عائلة مرموقة كان لابد أن يموت شخص من اجل هذا |
Doğrusu, Bunun için her hafta burada olacaksın | Open Subtitles | في واقع الامر، ستأتي كل اسبوع من اجل هذا |
Hadi. Bunun için işimi bıraktım. - Büyük hata. | Open Subtitles | ـ هيا لقد تركت وظيفتي من اجل هذا ـ خطأ كبير |
Umarım Bunun için kendini parçalamıyorsundur, çünkü eminim bu. | Open Subtitles | آمل أن لا تقتلي نفسك من اجل هذا لأنني متأكد أنه جيد بما يكفي |
- Bunun için bikinili olmanız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | الايجدر بكن ارتداء الباكيني من اجل هذا ؟ |
Bunun için neleri feda ettiğimi anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | هل تستوعبين كم هي الاشياء التي تخليت عنها من اجل هذا ؟ |
Harika bir iş başardın. bu yüzden başım belaya girerse sen de sorumluluğu paylaşacaksın. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل رائع ولكن لو دخلت بمتاعب من اجل هذا |
Senden bu yüzden ona bakmanı istedim. | Open Subtitles | عندما اخبرتك ان تكونى حذرة كان من اجل هذا |