| Say ki vapurda ilk gün biriyle karşılaştın. Hiç tanımadığın biri. | Open Subtitles | افترض انك قابلت احدهم في القارب، في يومك الاول، غريب تماما |
| biri ona karşı çıktığında çıIdırırdı, biliyorsun. | Open Subtitles | قد يغدو مجنوناً إذا عارضه احدهم في أمر ما |
| biri ona karşı çıktığında çıldırırdı, biliyorsun. | Open Subtitles | قد يغدو مجنوناً إذا عارضه احدهم في أمر ما |
| Ayın yedisinde herhangi biriyle buluştuğunuzu hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | لديها معجبين, كما تعرفون اتذكرين لقاء احدهم في 7 من الشهر؟ |
| Meydan kavgası esnasında, biri boynundan vurulmuş. Bayılmış. | Open Subtitles | و في اثناء تلك المعركه اصيب احدهم في رقبته و فقد الوعي |
| Kızınızın bu bölgeden biri tarafından kaçırıldığına inanıyoruz ve muhtemelen kızınız yakınlarda bir yerde. | Open Subtitles | قمتم بسحب الشرطة من الشارع نظن ان ابنتك اختطفت من قبل احدهم في الشارع |
| Biliyor musun. Kulaga bu odada, gercekten kiskanc biri varmis gibi geliyor. | Open Subtitles | هل تعلم، انه يبدوا كصوت احدهم في هذه الغرفة بشعر بالغيرة |
| biri oğlumu getirsin bana! Nereye gitti benim canım. | Open Subtitles | فليساعدني احدهم في العثور على الطفل انا لا اعرف أين ذهب |
| Eğer hayatında sana değer veren biri varsa senin adına sevinirim. | Open Subtitles | ولكن إذا كان يوجد احدهم في حياتك الذي يهتم بامرك، سأكون سعيدة لأجلك حينئذ. |
| Ama merkezde biri araştırıyor. | Open Subtitles | ولكن جعلت احدهم في قسم الشرطة عندنا يبحث في الأمر |
| biri San Diego'daki bir sınır devriyesi memuru diğeri de San Rafael'deki bir deniz yüzbaşısı. | Open Subtitles | احدهم في سان دياجو على ضابط دورية الحدود، الهجوم الآخر في سان رفائيل على قبطان البحرية. |
| Evde biri varmış gibi hissedeyim diye televizyonu açarım. | Open Subtitles | حتى اشعر وكان احدهم في البيت معي |
| Benim kasabamdan biri bunun sorumlusu olabilir. | Open Subtitles | احدهم في بلدتي قد يكون مسؤولا عن هذا |
| Organizasyonunda biri kontrolden çıktı. | Open Subtitles | احدهم في منظمتك خارج عن السيطرة |
| biri hesabına bir kez para yatırmış olsaydı, rüşvet derdim. | Open Subtitles | - اذا وضع احدهم في رصيدك مالاً مره واحده سأقول انها رشوه |
| Dediğin gibi, bunların hiç biri bu işe yaramaz. | Open Subtitles | كما قلت لا يوجد احدهم في هؤلاء |
| Arabada biriyle konuşuyordu, ama ne bileyim sanki sadece bir yerlere gitmek istiyor gibiydi. | Open Subtitles | كانت تتكلم مع احدهم في السيارة كانها كانت تحاول الحصول على من يوصلها |
| Belki kayboldukları gece biriyle buluşmuşlardır. | Open Subtitles | ربما كانوا سيلتقون مع احدهم في الليلة التي اختفوا بها |
| Sanırım Barry şehirdeki başka biriyle görüşüyor. | Open Subtitles | اظن ان باري يرى احدهم في المدينة |