İçimde, tekstil işinde başka bir yol bulabilir gibi bir his var. | Open Subtitles | لدي احساس انها سوف تجد طريقة ما لتبقى تعمل في مجال الملابس |
Aslında çok net bir örnek var, bu örnekte, kendi kendime ürettiğim bir his başka biri tarafından üretilenden daha farklı hissettiriyor. | TED | هناك مثال واحد واضح جدا حيث يكون احساس صادر منّي مختلفا جدا عن آخر صادر عن شخص آخر. |
Neden bu moral konuşmasının sadece benim için olmadığını hissediyorum? | Open Subtitles | لماذا يراودني احساس أن كلامك المشجع ليس موجها لي ؟ |
Peki, bir başka duygu bize, kendimizi bu denli açar mı? | TED | و هل هناك احساس آخر يقوم بالكشف عن بواطننا بنفس هذه الطّريقة؟ |
İçimden atmaya uğraşıp duruyordum, ama bir hissi nasıl yok edebilirsin ki? | Open Subtitles | لقد ظللت احاول جعله يختفى لكن كيف يمكنك ان تقتل احساس ؟ |
Neden öyle cömert bağış yaptığı belli oluyor. Suçluluk duygusu. | Open Subtitles | لا عجب انه تبرع بهذا الكرم ، احساس بالذنب |
Hala bir helikopterle gelsek daha mantıklı olurdu diyorum. | Open Subtitles | ما زلت تعتقد يان الطائره سوف تساعدنا تملك احساس قوي للغايه |
- Sam, beni aradı bir şey bulamadığını ama içinde garip bir his olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سام,انه اتصل بي عندما لم يكن يشغله شئ الا احساس غير مرضي |
İçimde, tüm bunların sadece gönlümüzü almak için olmadığına dair bir his var. | Open Subtitles | لدى احساس أن لأمر يتعدى مجرد الرغبة فى اسعادنا |
Geleceğe dair içimde bir his var. | Open Subtitles | الاسهم سترتفع ثانية عندي احساس بالمستقبل |
Her şey güzel olacak. Ama bir sorun var. İçimde bir his var. | Open Subtitles | كل هذا رائع لكن هناك مشكلة واحدة يراودني احساس سيئ |
"Şu var ki, sorun değilmiş gibi davranmaya çalıştım, ama senden çok bahsediyor, ve sanki sana hala aşıkmış gibi bir his oluştu içimde. | Open Subtitles | ما فى الامر اننى حاولت ان العب هذا الدور لكنه يتكلم عنكى كثيرا وعندى احساس انه مازل يحبك |
Korkusuz cengaverin gelmeyeceği uzun bir gece olacak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | عندى احساس أنها ستكون ليلة طويلة بدون غريب منتصف الليل |
Bay Tunstall, silahlara inanmadιğιnιzι biliyorum... ama Bay Chisum'un silaha ihtiyacι olacağιnι hissediyorum. | Open Subtitles | سيد ترنستال ، اعرف بأنك لاتؤمن بأستخدام السلاح سيدي ، لدي احساس بأن شيزوم سيحتاج الى استخدام السلاح |
Kalbim atıyor, ağzım kupkuru, dizlerim de jöle gibi. Kendimi çok iyi hissediyorum. | Open Subtitles | قلبي يدق بقوة,ركبتاي كما الهلام انه احساس عظيم |
İşimde sıkı çabaladığım, işte derinleşince o anda başka hiçbir duygu yoktur. | TED | وعندما اعمل بجهد، وعندما أستغرق في أوج التركيز، لا يكون هناك أي احساس آخر. |
Sinir sistemi nasıl olur da elin hafifçe değmesi gibi masum bir hissi alevle yanmaya benzer böylesine korkunç bir algılamaya çevirebilir? | TED | كيف يمكن للجهاز العصبي ان يخطئ تفسير لمسة خفيفة كلمسة اليد مثلا وحولها الى احساس موجع كأنها لمسة شعلة |
Çok güçlü bir adalet duygusu altında hareket ediyor olmalı. | Open Subtitles | هذا الشخص يتصرف تحت احساس قوي من العدالة |
En azından Holden isminin görünmesini engelleyerek mantıklı davranmış. | Open Subtitles | على الاقل هولدين احساس راقى ليزيل اسمه من عليه |
Kahretsin, paranın olması iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | اللعنه, انه احساس جميل ان يكون لديك المال |
Evet. Bir şey daha. Aslında bir sezgi. | Open Subtitles | نعم ، هناك شىء اخر انه احساس فى الواقع |
Bir kardeş olmak hakkında bir dolu şey bilmem ama ebeveynlere karşı birleşmenin oldukça sağlam bir bağ kurma tecrübesi olacağıyla ilgili bir önsezim var. | Open Subtitles | انا لا اعلم الكثير عن كوني اخت لكن لدي احساس ان اتحادنا من اجل أباءنا هي تجربة لتزيد ترابطنا |
Suçluluk en güçlü duygudur, gösterdiğimiz en güçlü duygu. | Open Subtitles | الذنب احساس عاطفي قوي, اقوى احساس عاطفي اثبتناه. |
Zaten hep onun melek gibi bir şey olduğunu hissetmiştim. | Open Subtitles | لطالما كن لدي احساس بأنه ملاك أو مثل هذا |