"احساس" - Traduction Arabe en Turc

• his
• hissediyorum
• duygu
• hissi
• duygusu
• mantıklı
• hissettiriyor
• içimden
• sezgi
• önsezim
• duygudur
• hissetmiştim

İçimde, tekstil işinde başka bir yol bulabilir gibi bir his var.
لدي احساس انها سوف تجد طريقة ما لتبقى تعمل في مجال الملابس

Aslında çok net bir örnek var, bu örnekte, kendi kendime ürettiğim bir his başka biri tarafından üretilenden daha farklı hissettiriyor.
هناك مثال واحد واضح جدا حيث يكون احساس صادر منّي مختلفا جدا عن آخر صادر عن شخص آخر.

Neden bu moral konuşmasının sadece benim için olmadığını hissediyorum?
لماذا يراودني احساس أن كلامك المشجع ليس موجها لي ؟

Peki, bir başka duygu bize, kendimizi bu denli açar mı?
و هل هناك احساس آخر يقوم بالكشف عن بواطننا بنفس هذه الطّريقة؟

İçimden atmaya uğraşıp duruyordum, ama bir hissi nasıl yok edebilirsin ki?
لقد ظللت احاول جعله يختفى لكن كيف يمكنك ان تقتل احساس ؟

Neden öyle cömert bağış yaptığı belli oluyor. Suçluluk duygusu.
لا عجب انه تبرع بهذا الكرم ، احساس بالذنب

Hala bir helikopterle gelsek daha mantıklı olurdu diyorum.
ما زلت تعتقد يان الطائره سوف تساعدنا تملك احساس قوي للغايه

- Sam, beni aradı bir şey bulamadığını ama içinde garip bir his olduğunu söyledi.
سام,انه اتصل بي عندما لم يكن يشغله شئ الا احساس غير مرضي

İçimde, tüm bunların sadece gönlümüzü almak için olmadığına dair bir his var.
لدى احساس أن لأمر يتعدى مجرد الرغبة فى اسعادنا

Geleceğe dair içimde bir his var.
الاسهم سترتفع ثانية عندي احساس بالمستقبل

Her şey güzel olacak. Ama bir sorun var. İçimde bir his var.
كل هذا رائع لكن هناك مشكلة واحدة يراودني احساس سيئ

"Şu var ki, sorun değilmiş gibi davranmaya çalıştım, ama senden çok bahsediyor, ve sanki sana hala aşıkmış gibi bir his oluştu içimde.
ما فى الامر اننى حاولت ان العب هذا الدور لكنه يتكلم عنكى كثيرا وعندى احساس انه مازل يحبك

Korkusuz cengaverin gelmeyeceği uzun bir gece olacak gibi hissediyorum.
عندى احساس أنها ستكون ليلة طويلة بدون غريب منتصف الليل

Bay Tunstall, silahlara inanmadιğιnιzι biliyorum... ama Bay Chisum'un silaha ihtiyacι olacağιnι hissediyorum.
سيد ترنستال ، اعرف بأنك لاتؤمن بأستخدام السلاح سيدي ، لدي احساس بأن شيزوم سيحتاج الى استخدام السلاح

Kalbim atıyor, ağzım kupkuru, dizlerim de jöle gibi. Kendimi çok iyi hissediyorum.
قلبي يدق بقوة,ركبتاي كما الهلام انه احساس عظيم

İşimde sıkı çabaladığım, işte derinleşince o anda başka hiçbir duygu yoktur.
وعندما اعمل بجهد، وعندما أستغرق في أوج التركيز، لا يكون هناك أي احساس آخر.

Sinir sistemi nasıl olur da elin hafifçe değmesi gibi masum bir hissi alevle yanmaya benzer böylesine korkunç bir algılamaya çevirebilir?
كيف يمكن للجهاز العصبي ان يخطئ تفسير لمسة خفيفة كلمسة اليد مثلا وحولها الى احساس موجع كأنها لمسة شعلة

Çok güçlü bir adalet duygusu altında hareket ediyor olmalı.
هذا الشخص يتصرف تحت احساس قوي من العدالة

En azından Holden isminin görünmesini engelleyerek mantıklı davranmış.
على الاقل هولدين احساس راقى ليزيل اسمه من عليه

Kahretsin, paranın olması iyi hissettiriyor.
اللعنه, انه احساس جميل ان يكون لديك المال

Evet. Bir şey daha. Aslında bir sezgi.
نعم ، هناك شىء اخر انه احساس فى الواقع

Bir kardeş olmak hakkında bir dolu şey bilmem ama ebeveynlere karşı birleşmenin oldukça sağlam bir bağ kurma tecrübesi olacağıyla ilgili bir önsezim var.
انا لا اعلم الكثير عن كوني اخت لكن لدي احساس ان اتحادنا من اجل أباءنا هي تجربة لتزيد ترابطنا

Suçluluk en güçlü duygudur, gösterdiğimiz en güçlü duygu.
الذنب احساس عاطفي قوي, اقوى احساس عاطفي اثبتناه.

Zaten hep onun melek gibi bir şey olduğunu hissetmiştim.
لطالما كن لدي احساس بأنه ملاك أو مثل هذا