| - Şehrin güvende olduğunu ve tehlike kalmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد اخبرتنى ان المدينة آمنة, و لم يتبقى اى خطر. |
| - Bir şey görmediğini söylemiştin bana. - Sana daha neler neler söylüyorum zaten. | Open Subtitles | لقد اخبرتنى انك لم ترى شيئا انا اخبرك الكثير من الاشياء |
| - Sen bileceksin. Sen söyledin bakıma ihtiyacı olduğunu. - Öldüğünü söylemiştin bana. | Open Subtitles | يجب عليك ان تعلم انت الذى اعلنت عنه لقد اخبرتنى انه ميت |
| Bayan Lansquenet Hector Enderby'de kaldıklarını söylemişti. | Open Subtitles | السيدة لانكسيه اخبرتنى بانهم يقيمون لدى السيد هيكتور اندرباى لعدة ايام |
| Öyle dedi. Ama yine de söyleyeyim; kalmasına izin vermene şaşırdım. | Open Subtitles | هذا ما اخبرتنى به ، ولكنى متفاجئ من ابقائك لها هنا |
| Bana yaptığı yolculukları anlattı ve zihnini genişletmenin yollarını nasıl keşfettiğini ve galiba buranın batısında olan ahenk içinde yaşamayı öğrenişini, çünkü California'ya kadar gelebilmişti. | Open Subtitles | هى اخبرتنى عن كل الرحلات التى قامت بها و كيف هى اكتشفت طرق توسع بها مدارك عقلها وتعلم كيف تعيش فى انسجام |
| Ben hemşire değilim, doktorum. Ne istediğini söylersen yardım edebilirim. | Open Subtitles | .حسنا,انا لست ممرضه,انا طبيبه .استطيع ان اساعدك اذا اخبرتنى عن ما تريد منى ان افعله |
| Daha önce hiçbir kadınla olmadığını söylediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتتذكر عندما اخبرتنى انك لم تكن مع امراه من قبل ؟ |
| Bana zeki olduğunu söylemiştin. Sen zeki, zeki, zeki bir herifsin! | Open Subtitles | اخبرتنى انك ذكى انت فعلا شخص ذكى ذكى ذكى جدا |
| Zeki olduğun söylemiştin. Zeki, zeki, zeki çocuksun. | Open Subtitles | اخبرتنى انك ذكى انت فعلا شخص ذكى ذكى ذكى جدا |
| Evlenmek ve işi bırakmak istediğini söyledin. | Open Subtitles | اخبرتنى انك تريدى الزواج ونسيان هذا الامر |
| Dün bir zamanlar aşık olduğunu söyledin. | Open Subtitles | البارحة اخبرتنى انك وقعت فى الحب ذات مرة. |
| Bunu nasıl biliyorsun Roger? Bir dakika önce hiç duymadığını söyledin. | Open Subtitles | كيف علمت بهذا يا روحر منذ دقيقة اخبرتنى انك لا تعلم عنها شيئا |
| Maccabee'yle son konuştuğumda Marie Warner'ın geldiğini söylemişti. | Open Subtitles | اخر مرة تكلمت مع مكابي اخبرتنى ان مارى ورنر دخلت اليهم |
| Molly bana vejeteryan olduğunu söylemişti. Eğer 5 aydır beraberlerse bence bunu bilmesi gerekirdi. | Open Subtitles | مولى اخبرتنى انها نباتية لو كانوا معا منذ 5 اشهر فهوا يعرف هذا بالتأكيد |
| Maude, devam edersem benim de bir gün ünlü olacağımı söylemişti. | Open Subtitles | اخبرتنى مود باننى قد اصبح مشهورا يوما ما اذا التزمت بهذا الحلم. |
| Kerry dedi ki demosunu Quincy Jones'a göndermeye söz vermişsin. | Open Subtitles | كارى اخبرتنى لقد وعدتها بأرسال عرضها التجريبى الى كوينسى جونز |
| Ona sordum. Bir şey ısırmıştır dedi. | Open Subtitles | لقد سألتها و اخبرتنى انها تعتقد انها جرحت |
| -Jill önerini anlattı ve bence denemeye değer. | Open Subtitles | جيل اخبرتنى بخطتك واعتقد انها تستحق المحاولة |
| Ve zavallı büyükannem iki yıl önce hikayenin aslını anlattı. | Open Subtitles | وجدتى المسكينة ماتت منذ عامين لقد اخبرتنى عن موت اهلى بطريقة جملية لم تجعلنى اشعر بالحزن |
| Tam olarak kim olduğunu söylersen ben de Tenebrae hakkında bildiklerimi söylerim. | Open Subtitles | سأخبرك كل ما تريد ان تعرفه عن الظل لو اخبرتنى من انت تحديدا |
| Bana ne söylediğini biliyorum. Doktoruna güvenecek misin yoksa güvenmeyecek misin? | Open Subtitles | أعرف ما اخبرتنى به هل ستثق بطبيبتك أم لا؟ |
| Çok çalıştığınızda asabi olup zayıfladığınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد اخبرتنى هذا انك حين تعمل تصبح عصبيا و تفقد وزنك |
| Annem en büyük endişenin, sınavlarını geçmek olduğu günlerden bahsetti. | Open Subtitles | امى اخبرتنى ان قلقك الاكبر كان النجاح فى امتحاناتك |
| Daniel'in terfi ettiğini. Halbuki sen bana ailevi bir sorunu var demiştin. | Open Subtitles | أنه تمت ترقية دانيال بينما اخبرتنى انه غادر لحالة عائلية طارئة |