| Onlara canlı yayında bir gizli servis ajanının, infazını izleyebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم ان بامكانهم الحصول على تغطية حية لاعدام عميل استخبارت سرية |
| Okuldan, ne bileyim, müzik yeteneği olan bazı çocukların sahne alacağını söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم ان بعض الشباب من المدرسه سوف يقدمون عرضاً لديهم موهبه موسيقيه |
| Ben de Onlara sigorta şirketinden geldiğimi söyledim bilirsin ya, işleri düzeltmek için. | Open Subtitles | اذن لقد اخبرتهم انني مع شركة التامينات كما تعلم لجعل الامور اكثر سلاسة |
| Onlara, seni tanıyan bir kadını beni öldürmekle tehdit ettiğini söyledin mi? | Open Subtitles | هل اخبرتهم ان المرأة التي هددت بقتلي كانت تعرف من انت ؟ |
| Onlara senle Emily'i anlattım. Biraz anlayış olsun diye. | Open Subtitles | اخبرتهم عنك وعن ايميلي في محاولة للحصول على بعض التعاطف |
| Onlara hatırlamadığımı söyledim, bir şeyler vardı ama onları hatırlamadım. | Open Subtitles | اخبرتهم لا اتذكر ذلك, كان هنالك شيئاً ولكنني لا اتذكره |
| - Onlara eskiden tanıştığım harika bir avukat dostumun değişiklik arayabileceğini söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم عن اخ لي الذي هو محامي بارع ربما يبحث عن فرصة |
| - Onlara eskiden tanıştığım harika bir avukat dostumun değişiklik arayabileceğini söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم عن اخ لي الذي هو محامي بارع ربما يبحث عن فرصة |
| Onlara meşgul olduğunuzu söyledim ama beklemek istemediler. | Open Subtitles | اخبرتهم انك مشغول و لكنهم لا يريدون الأنتظار |
| Banadır. Aşağıdakilere burada olduğumu söyledim. | Open Subtitles | لابد وانه لى لقد اخبرتهم اسفل اننى ساكون هنا |
| Onlara Arabistan'da gözümüz olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد اخبرتهم ان هذا غير حقيقى واننا لا نطمع فى السعودية |
| Orada olmadığını söyledim. Yoktu. | Open Subtitles | و انا اخبرتهم انه ليس في النهر لم يكن في النهر |
| Ama ben Onlara "Hayır, o artık öyle biri değil... | Open Subtitles | لكنى اخبرتهم لا , انه ليس ذلك الرجل بعد الآن. |
| Nasıl olduğunu söyleyeyim, sen güvenli olduğunu söyledin, yeşil ışık yaktın. | Open Subtitles | لانك اخبرتهم انهم سيكونون بامان واعطيتهم الضوء الاخضر |
| Polise yalan söyledin, seninle olduğumu söyledin. | Open Subtitles | أنت كذبت على الشرطة اخبرتهم أننى كنت معك |
| Ve sonra ofise ... ofise döndüm, ordakilere neler gördüğümü anlattım, neler olmuş olabileceğini anlattım. | Open Subtitles | ثم اتصلت بالمكتب اخبرتهم بكل ماحدث وطلبت منهم |
| Anahtar saksıda dedim. | Open Subtitles | اخبرتهم عن مكان المفتاح في الزهرية كلمتك ولكنك كنت غادرت العمل |
| Bu hikayeyi kaç kişiye anlattın ? 4 ? 3? | Open Subtitles | كم من الناس اخبرتهم بهذه القصة ثلاثة اثنان عشرين |
| - 9:30'a kadar burada olmalarını söylemiştim. Saat daha 9:30 değil. - Hadi Carters'ı arayalım. | Open Subtitles | ـ اخبرتهم أن يكونوا هنا فى التاسعة والنصف، ولم تصل لتاسعة والنصف بعد ـ هيّا، لنتصل بالسائقين |
| Ve Onlara farklı bir şey söylersen, yemin ederim ki kasığına koca bir sözlük indiririm. | Open Subtitles | وإذا اخبرتهم بخلاف ذلك أقسم انني سارميك بقاموس في منطقتك الحسّاسة |
| Onlarla bir şeyler yapacağımızı söylediğimde bana niye inanmadılar bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف لماذا لم يصدقونى عندما اخبرتهم اننا سنقوم بأشياء بها |
| Onlara, sadece iki haftadır çaldığını söylediniz mi? | Open Subtitles | هل اخبرتهم انه يعزف منذ اسبوعين فقط |