Benim adım bu değil. uydurdum. Her şeyi uydurdum. | Open Subtitles | هذا ليس اسمي, لقد اختلقته لقد اختلقت كل شيء |
Bu yüzden uzay mekikleri, pilotlar falan bunların hepsini seni etkilemek için uydurdum. | Open Subtitles | كل الكلام عن القبطان وطائرة التجسس كله... اختلقته كله لكي أبهرك |
- Hiç duymamıştım. - Çünkü daha yeni uydurdum. | Open Subtitles | لم اسمع عنه من قبل - لانني اختلقته للتو - |
Bunların, ilgi odağı olmak için benim uydurduğum bir şey olduğunu düşündü. | Open Subtitles | يعتقد أنه شيء اختلقته حتى اسبب المشاكل وحسب وأن أكون محط الاهتمام |
Bunca zamandır bunu biliyordun... ve onu benim uydurduğum birşeymiş gibi mi davranıyordun bana? | Open Subtitles | أنك تعرفين عنه كل هذا الوقت و تتصرفين كأنه شئ اختلقته |
Kafandan uydurduğun oğlun ve ona verdiğin lösemi ile ilgili konuşmayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا عدم التحدث عن الابن الذي اختلقته والذي أعطيته سرطان دم مختلق |
Hepsini uydurdum. Hepsini.... | Open Subtitles | لقد اختلقت الأمر كله لقد اختلقته كُله |
Goss falan yok. Onu uydurdum. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي "جوس"، لقد اختلقته |
Evet, onu ben uydurdum. | Open Subtitles | نعم. أنا اختلقته |
Hepsi. uydurdum. | Open Subtitles | الأمر بأكمله , لقد اختلقته |
- Şimdi uydurdum. | Open Subtitles | لقد اختلقته |
uydurdum yahu. | Open Subtitles | لقد اختلقته. |
Ben uydurdum. | Open Subtitles | لقد اختلقته. |
Hayır, uydurdum. | Open Subtitles | كلا، اختلقته |
Bu gerçek adı değil. Bu benim uydurduğum bir isim, oldukça hoş, değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس اسمها الحقيقي، أنه اسم اختلقته أنا. |
Benim uydurduğum bir şeyin gerçek olması imkansız değil mi, Kyle? Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | أعنى، أنه من المستحيل أن يتحول شئ اختلقته إلى شئ موجود فى الواقع، صحيح يا " كايل "؟ |
Az evvel uydurduğum seks terimi. | Open Subtitles | لقد اختلقته (ديفيد)، إنّه مصطلح جنسي قد اختلقته للتو. |
Hidell, uydurduğun isim. | Open Subtitles | هيدل هو الاسم الذي اختلقته |