Mağduru olmayan bir suç yüzünden hayatımın 122,000 saatini aldılar benden. | Open Subtitles | لقد اخذوا مني 122 الف ساعة من حياتي لإرتكابي هذة الجريمة |
Herkese dağıtacaklarını söyleyerek, şiddet yoluyla her şeyi aldılar ve her şey daha kötü oldu. | TED | اخذوا كل شيء بالقوة, قائلين انهم سوف يعطونها للجميع, ثم كانوا اشد سوءا, |
Hiçbir şey kalmamış. Her şeyi almışlar. Herşeyi. | Open Subtitles | لم يتركوا شيئا, لقد اخذوا كل شئ بالتأكيد فعلوا |
Bütün çocukları almışlar ve tüfeklere karşılık rehin tutuyorlar. | Open Subtitles | ..هم اخذوا جميع الأطفال ويريدون المقايضة بهم بالبنادق.. |
Kahveevindeki bazı adi herifler şapkamı aldı. | Open Subtitles | بعض الرجال الخبثاء فى المقهى اخذوا قبعتى |
Carlos ile Dr. Rock'ı götürdüler! Esrarı gördüler! | Open Subtitles | لقد اخذوا كارولس و دكتور روك لقد رأوا الماريجوانا |
Onların hepsini almış olmalılar. | Open Subtitles | لذا ,قد اخذوا جميع الأفلام ما عدا واحد الذي ارسلته لك |
Ve Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi de kiracı ve binanın yarısını onlar aldılar. Ve şimdi tıbbi teknisyenleri onların sistemine göre eğitiyoruz. | TED | و مركز جامعة بيتسبيرغ الطبي مستأجر لدينا اخذوا نصف المبنى و نحن الان ندرب الفنيين الطبيين من خلال نظامهم. |
Silahımı benden zorla aldılar ve bir silahım olmak zorunda. | Open Subtitles | هم اخذوا مسدسي مني وانا فقط كان يجب على ان امتلك مسدسا |
Adresimizi aldılar ve bizden bir daha hiç uçmamamızı istediler. | Open Subtitles | و اخذوا عنواننا وطلبوا منا عدم السفر معهم مجدداً |
Ama Manila'da 1975'te ünvanını korumak için ortaya çıkmayınca, ünvanını ondan aldılar ve Ruslara geri verdiler. | Open Subtitles | لكن عندما لم ياتي الى مانيلا في عام 1975 ليدافع عن لقبه اخذوا اللقب منه |
Önlem almışlar. | Open Subtitles | اخذوا الاحتياطات اللازمة حتى انها تعرف ماذا تفعل |
Paramızı, telefonumuzu, cüzdanımızı almışlar, sigarayı bırakmışlar. | Open Subtitles | لقد اخذوا اموالنا وهواتفنا لكن تركوا السجائر |
Tanrım, ben yukarısını kontrol edeceğim bakalım bir şey almışlar mı. | Open Subtitles | يا إلهى سأتفقد الاعلى لأرى اذا اخذوا كل شئ . وابحث عن حقيبتى |
Ve kurbanın Arkadaşlarınla gösterdi, kimlik almak umuduyla, ama bunların hiçbiri bir olarak onu tanımlayabilir Yani, federaller Kurt Harper bir resmi aldı saldırgan. | Open Subtitles | اذاً , الفدرالين اخذوا صورة كيرت هاربر و عرضوها على اصدقاء الضحية املين بأن يحصلوا على هوية |
Sonra evlenip çocuk yaptılar, çocuklar bütün hayatlarını yavaş yavaş aldı götürdü, tüm tutkuları, hayata büyük bir macera gibi bakışları lanet bir tuvalete huzur içinde oturabilmek oldu! | Open Subtitles | ثم تزوجوا ثم اصبح لديهم اطفال ...والاطفال اخذوا ...منهم متعه الحياه حتى العاطفه كل احلامهم فى الحياه |
20 milyon $ götürdüler ve senin elinde güvensiz bir bina var. | Open Subtitles | لقد اخذوا 20 مليون دولار فيما حصلت انت على مبنى غير آمن بين يديك |
Kahretsin. Scott ve Carly tüm güne gözlüklerimizi almış. | Open Subtitles | اللعنة سكوت وكارلي اخذوا كل الاغطية وحاجبات الضوء |
Genelde St. Rosemary'ye götürmüşler dersiniz de. | Open Subtitles | عادة انتم تقولوا انهم اخذوا الى روز مارى |
Ulusal Rezervler'deki altını istiyorlardı. Neredeyse hepsini aldılar ve götürüyorlar. | Open Subtitles | ماذا هناك ذهب في الاحتياطي الفيدرالي و قد اخذوا كمية كبيرة منه |
sonrada,üç mahkumu alıp uzaklaşmak. | Open Subtitles | ثم اخذوا ثلاثة من الرهائن الى نهاية ممر الهبوط |
Beni başvurduğu bir işe yönlendirdi, ben de orada aldıkları parmak izine bakıp geçmişini taradım. | Open Subtitles | لقد أرشدتني لعمل تقدم اليه مؤخرا لذا اجريت تفقد للخلفية عن العمل حيث اخذوا بصماته |
Christopher'ı, beni planlarının bir parçası yapmaya zorlamak için kaçırdılar. | Open Subtitles | لقد اخذوا كريستوفر لأجبارى على ان اكون جزءاً من خطتهم |
Evet, orman sözleşmemizi aldıklarını biliyor musun, Dallis? | Open Subtitles | انت تعلم انهم اخذوا عقد تسجيلنا, اليس كذلك داليس؟ |
Sen de bana babanı içeri aldıklarında bunun aklından geçmediğini söyleyemezsin. | Open Subtitles | ولا يمكنك اخباري انه منذ اخذوا والدك لم يطرأ بعقلك ايضا |
Babamı nereye götürdüklerini öğrenmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إكتشاف المكان الذى اخذوا أبى إليه |