"اذن يجب" - Translation from Arabic to Turkish

• O zaman
• Öyleyse
• O halde

Eğer ilaç kana geçtiyse, O zaman diyalize girmem gerek, doğru mu?
حسناً, اذا دمي امتص الدواء, اذن يجب ان اخذ غسيل للدم, صحيح؟

O zaman kendi aramızda kavga etmeyi kesip... ödenecek bedelin yüksek olduğunu kabullenelim.
اذن يجب ان نوقف القتال فيما بيننا وواجه السعر الذي سيكون مرتفعا

O zaman üzerinizde gündelik bir ceketle çizmesi gerekir.
اذن يجب أن يتم رسمك وأنت مرتديا سترة التدخين

Öyleyse, neden Robert uzaktayken Hammond'un seni görmeye gelmesini istediğini açıklamalısın.
اذن, يجب ان تفسرى سبب طلبك له بالحضور لرؤيتك فى غياب روبرت

Öyleyse Paul'un Mark'ın üniversitede neyi olduğunu öğrenmeliyiz.
اذن يجب ان نعرف من كان بول بالنسبة لـ مارك بالجامعة

O halde Nancy'nin bu akşam evde olmayacağından emin ol.
اذن, يجب ان تجعل نانسى تغادر المنزل الليلة

O zaman bunu da "Eğitim" bölümüne koymalıyız, değil mi?
اذن يجب أن نضعها مع المجموعة التعليمية,أليس كذلك؟

- Evet. O zaman bunu pislikte yapacaksın!
اذن يجب ان تعملها المرة القادمة على الزبالة

O zaman güdüm sistemine ihtiyaç duymayacağımız kadar yaklaşacağız.
اذن يجب ان نقترب بمسافة كافية حتي لانحتاج لانظمة التوجيه

Bak, anlatmaya çalıştığım şey, eğer bayıltıcı-balonu güç kalkanını kapatmak istiyorsak, O zaman ilk olarak Jumper'dan gelen gücü kesmemiz gerek.
مجال القوة , اذن , يجب علينا أولاً أن نُعطل الطاقة من القافز

Bu kadar zorluktan sonra yine de istediğin gibi olmuyorsa, O zaman temiz bir şekilde vazgeçersin.
ان لم يكن لك حتى بعد هذا العمل اشاق اذن يجب التخلص منه بطريقه نظيفه

Çok yazık, O zaman aklınızda tutmanız gerekecek. Koridordan aşağı doğru gidin, sağa dönün, tekrar sağa, sonra sola.
اوه هذا مؤسف,اذن يجب عليكم ان تحفظو ما سأقول

Budur, O zaman. New Directions'dan ayrılmam gerek.
هذه هي ، اذن يجب أن أترك نادي الاتجاهات الجديدة

O zaman yaptığın şeyin aptalca olduğunu bilmelisin!
اذن يجب أن تعلمي أن ماتفعلينه هو في قمة الغباء

O zaman morfine başlaması lazım.
اذن يجب أن يبدأ علاجه بالمورفين لا

Öyleyse bu caniye oy verenleri de suçlamanız gerekir.
اذن يجب عليك ادانة الناس الذين انتخبوا هذا الوحش

Öyleyse buzlu şeker getireyim.
اذن , يجب ان احظر لكِ بعض الآيسكريم

Öyleyse kardeşimin ruhundaki kara bulutları sezmeliyim.
اذن يجب ان اؤدي عملي... السحب المظلمة تغطي روح اخي.

Pekala Öyleyse, eğer birinin suçlanması gerekiyorsa,
حسنا اذن اذن يجب ان يكون

O halde o feci gürültüyü duymuşsunuzdur.
اذن يجب ان تكون قد سمعت تلك الضوضاء الشريرة