"ارتدائه" - Translation from Arabic to Turkish

    • giyersin
        
    • giyemezsin
        
    • takmak
        
    • Giyilmek
        
    • taktığını
        
    • giyeceğimi
        
    • giyilebilirdi
        
    • giymemem
        
    Evet, hem de bol, kilo alsan da giyersin. Open Subtitles جيد, وايضا واسع, لذا تستطيعين ارتدائه حتى اذا زدتى عدة باوندات اخرى.
    Bu elbise bir dula göre değil. Bunu artık giyemezsin. Open Subtitles ولكنه لا يناسب أرملة لا يمكنكِ ارتدائه الآن
    Sürekli takmak sorunda olan sen değilsin. Open Subtitles أنت لست الشخص الذي عليه ارتدائه طوال الوقت
    Giyilmek için bir beyefendinin ziyaretini bekliyordu ve sanırım yaptığım en iyi şeydi. Open Subtitles كنت أنتظر زيارة رجل نبيل قبل ارتدائه لكن اعتقد أنه من الافضل أنني لم أرتديه
    Ben de neden çin şapkası taktığını merak ediyordum.. Open Subtitles لقد كنت أتسائل عن سبب ارتدائه تلك القبعة الصينية
    Dört yaşımdan beri okul için ne giyeceğimi seçmemiştim. Open Subtitles لم تتح لي الفرصة لأختيار ما علي ارتدائه للمدرسة منذ أن كان عمري بالرابعة.
    Vera Wang siyah straplez klasik bir elbise dikmişti çok daha pahalıydı ama ileride her türlü yerde giyilebilirdi. Open Subtitles ولكن (فيرا وانغ) صنعت هذا الفستان الأسود الكلاسيكي بدون حمالات، كان أغلى ولكن يمكنك ارتدائه لجميع أنواع الأحداث المستقبلية.
    Onu giymemem için başka bir sebep daha. Onu terk ettim. Open Subtitles لدي سبب آخر لعدم ارتدائه لقد انفصلنا
    Evet, hem de bol, kilo alsan da giyersin. Open Subtitles جيد, وايضا واسع, لذا تستطيعين ارتدائه حتى اذا زدتى عدة باوندات اخرى.
    Böyle sabahlarda giyersin. Open Subtitles لكي تتمكن من ارتدائه في صباحات كهذا
    - Bu akşam bunu giyersin diye düşündüm. Open Subtitles ظننت أنه يمكننك ارتدائه هاته الليـلة.
    Şu andan itibaren alışveriş merkezinden alamadığını evin dışında da giyemezsin. Open Subtitles من الآن فصاعدا ، إذا لم تتمكني من شرائه في مجمع للتسوق لا يمكنك ارتدائه خارج المنزل
    Onları buradan dışarıda giyemezsin. Ne yani, onları hatıra olarak mı istiyorsun? Open Subtitles لا تستطيع ارتدائه هنا هل تريدهم كتذكار؟
    "takmak zorunda değilsin. Open Subtitles لكن لا تقلق لا يجب عليك ارتدائه
    Biraz daha takmak isterim. Open Subtitles أرغب في ارتدائه لمزيد من الوقت.
    Giyilmek için bir beyefendinin ziyaretini bekliyordu ve sanırım yaptığım en iyi şeydi. Open Subtitles كنت أنتظر زيارة رجل نبيل قبل ارتدائه لكن اعتقد أنه من الافضل أنني لم أرتديه
    Onun öldüğü gece taktığını görmüşler! Open Subtitles وقد رأيتم ارتدائه ليلة كان قتل!
    taktığını görmek mutlu ediyor. Open Subtitles أنا سعيد لرؤيتك ارتدائه.
    Bana ne giyeceğimi söyleyemezsin. Open Subtitles لذا لا تخبرني مالذي يتوجب علي ارتدائه
    Ne giyeceğimi bilemedim. Open Subtitles لم أعرف ما عليّ ارتدائه
    Vera Wang siyah straplez klasik bir elbise dikmişti çok daha pahalıydı ama ileride her türlü yerde giyilebilirdi. Open Subtitles ولكن (فيرا وانغ) صنعت هذا الفستان الأسود الكلاسيكي بدون حمالات، كان أغلى ولكن يمكنك ارتدائه لجميع أنواع الأحداث المستقبلية.
    Onu giymemem için başka bir sebep daha. Onu terk ettim. - Ne? Open Subtitles لدي سبب آخر لعدم ارتدائه لقد انفصلنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more