| Onu gerçekten okulda giydim, koridorlarda dolaşan yıllık fotoğrafçısı da vardı, ama beni bazı nedenlerden dolayı asla bulamadı. | TED | الذي ارتديته للمدرسة، كان هناك مُصور الكتاب السنوي يتجول في القاعات، ولكنه لم يجدني، لأسباب هي على وشك أن تصبح واضحة. |
| Son beş doğum günümde de sevdiğim için giydim. | Open Subtitles | لقد فعلت، عندما ارتديته فى الخمس مناسبات الماضية |
| Üzerimde Harry'nin mezuniyetinde giydiğim elbise ve altın ayakkabılarım var. | Open Subtitles | انا ارتدى الفستان الاحمر الذى ارتديته فى حفلة تخرج هارى |
| O en sevdiğim. Yapma, en son ne zaman giydin? | Open Subtitles | إنه المفضل لدي- ومتى كانت آخر مرة ارتديته فيها؟ |
| Hani arkası açık olan. Annemle babamın yıldönümlerinde giymiştin. Robert annenlerin yıldönümünde ben ne giymiştim? | Open Subtitles | الرداء المفتوح من الظهر ارتديته في ذكرى أمي وابي روبرت |
| 20'li yaşlarımın başlarında bir Kovboy- Kızılderili disko partisinde takmıştım da... | Open Subtitles | في العشرين من عمري ارتديته في حفل ديسكو لرعاة البقر و الهنود الحمر |
| Evet, dün geceden kalma aynı kıyafetleri giyiyorum. | Open Subtitles | نعم، ارتديته نفس الملابس ليلة الماضية. |
| Benim elbisem. En son giydiğim elbisenin aynısından giymiş. | Open Subtitles | انها تلبس نفس الفستان الي ارتديته المرة الماضية |
| - Yani dün giydiğin uyuz tişörtünü bugün de giymeyi tercih ediyorsun; bunu öğrendiğim iyi oldu. | Open Subtitles | حسناً، إذاً ارتداء القميص المجعد نفسه الذي ارتديته البارحة خيار |
| Cumartesi gecesi yeni Vin Baker botlarımı giyiyordum, gayet iyi görünüyordum... | Open Subtitles | ليلة السبت... ... ارتديته بلدي جديد الأحذية فين بيكر. |
| Onları giydim, her şey iyi görünüyordu ama sonra ben... | Open Subtitles | ارتديته بالأمس بدتالفكرةجميلةفيالبداية،ولكنبعدها... |
| Çok doğru. Bu elbiseyi o yüzden giydim... | Open Subtitles | نعم هذا صحيح لهذا السبب ارتديته |
| Ayrıca ben bunu giydim. | Open Subtitles | لعلمك، لقد ارتديته |
| Harry'nin mezuniyetinde giydiğim kırmızı elbiseyi giyeceğim...altın ayakkabılar da var. | Open Subtitles | انا ارتدى الفستان الاحمر الذى ارتديته فى حفلة تخرج هارى |
| Derrius (Quarles) bana 80'ler de giydiğim bir Leonard Peltier tişörtünü sordu, ne yazık ki bugün hâlâ yerinde . | TED | سألني ديريس كورلس عن قميص ليونارد بلتيير الذي غالبًا ما ارتديته في الثمانينات، والذي لا يزال ذا صلة حتى الآن للأسف. |
| lKonferans salonunda... giydiğim elbiseydi. | Open Subtitles | لقد كان الرداء الذى ارتديته عندما كنت أحاضر فى القاعة |
| Daha önce giydin mi? | Open Subtitles | هل ارتديته من قبل؟ |
| Bak, bu elbiseyi nisan töreninde giymiştim. | Open Subtitles | وانظر , الساري الذي ارتديته لحضور الزفاف ممزق |
| Geçen hafta sonu giymiştim ve gerçekten çok yakışmıştı bana. | Open Subtitles | ارتديته الاسبوع الماضي وبدوت جيداً حقاً فيه |
| Öyleyse beni kullan. Onu bir 1000 yıl kadar takmıştım. | Open Subtitles | إستخدميني أنا، لقد ارتديته لألف عاماً. |
| Balomda takmıştım. | Open Subtitles | ارتديته في حفلتي |
| Ben de kadın külotu giyiyorum da. | Open Subtitles | - وأبوس]؛ السبب ارتديته سراويل الآن. |
| Son karşılaşmamızda üzerimde olan elbisenin aynısından giymiş. | Open Subtitles | انها تلبس نفس الفستان الي ارتديته المرة الماضية |
| Bu, bu sabah giydiğin elbise değil. | Open Subtitles | هذا ليس الفستان الذي ارتديته للعمل هذا الصباح |
| Aynen öyle. 8'de görüşürüz. Ama sakın bu tişörtle gelme. Bu hafta bunu iki kez giymiştin. | Open Subtitles | تحديدًا، سأراك بالثامنة، لكن ليس بهذا القميص فإنّك ارتديته مرّتين هذا الأسبوع. |
| Mavi bir şifon giyiyordum. En sevdiğim elbise oydu. | Open Subtitles | "الفستان الأزرق الذي ارتديته هو المفضل لدي." |