"ازدياد" - Translation from Arabic to Turkish

    • artıyor
        
    • arttı
        
    • artış
        
    • arttıkça
        
    • arttığını
        
    • artan
        
    • artışı
        
    • yüksek
        
    • büyüyor
        
    • artmaya
        
    • çoğaldıkça
        
    Ve şunu söylemekten memnunum; bu aracın kavranması artıyor. TED وأنا سعيدة بأن أقول أن الإقبال على الأداة في ازدياد.
    Ayrıca, oldukça ilginç bir şey bulduk, bir insan ne kadar az uyku alırsa, Facebook'u kontrol etme eğilimleri de o kadar artıyor. TED ووجدنا أيضًا وبشكل غريب، أن نوم الشخص لساعات قليلة يصاحبه ازدياد الساعات التي يقضيها على فيس بوك
    Günler geçti, hiçbir şey olmadı, gerilim arttı. Open Subtitles وتوالت الأيام ولم يحدث شيء والتوتر في ازدياد
    Birdenbire oranları inceleme ve üye olma oranları artış gösterdi, biz net olduğumuz zaman. TED فجأة، رأينا نسب الظهور، في نهاية المطاف معدلات الاشتراك، في ازدياد عندما سلطنا الضوء على ذلك.
    Ama insan nüfusu arttıkça insanlar ile vahşi yaşam arasındaki çekişme büyüyor. Open Subtitles لكن مع ازدياد النموّ السكّاني فالصراعات تتفاقم بين البشر و الحياة البرّية
    2008'de geri gidildi ve çalışma, gri maddenin neden arttığını görmek için yeniden yapıldı. TED في عام 2008، قاموا بإعادة الدراسة ليكتشفوا سبب ازدياد المادة الرمادية.
    Seviyeler artıyor, paketleme miktarları artıyor. kullan-at yaşam tarzı hızla gelişiyor ve kendini okyanusta belli ediyor. TED فيديو: المستويات في ارتفاع حجم التعليب والتغليف في ازدياد وطريقة حياة المرميات في ازدياد وتظهر في المحيط
    İnsanlar onu bir kahraman yapıyorlar ve tazminatın miktarı artıyor. Open Subtitles ..الناس سيجعلوه بطلاً والمطالب كل يوم في ازدياد .. في ازدياد
    Rota değiştiriyor ve hızlı. 33 deniz mili hızında ve artıyor. Open Subtitles تغيير في الاتجاه وزيادة في السرعة السرعة الآن 33 عقدة وفي ازدياد
    Bir toplumda hayvansal gıda ne kadar tüketiliyorsa kanser ve kalp hastalıkları o kadar artıyor. Open Subtitles إن كثر تناول الطعام الحيواني في مجتمع، سيكون لديك ازدياد بالسرطان وأمراض القلب.
    Kutuplaşma tüm dünyada gittikçe artıyor. TED الإستقطاب في ازدياد في كل العالم.
    Fakat oksijenimiz daha da hızla tükenmeye başladı ve sonra karbondioksit oranı beklenmedik bir biçimde arttı. Çünkü test modülünde bunların art arda gerçekleştiğini görmüştük. TED لكن كمية الأكسجين كانت تنخفض بشكل أسرع بالقياس إلى ازدياد CO2 ، التي كانت غير متوقعة تماما. لأننا لاحظنا ازديادهما بشكل متناسق في وحدة الاختبار.
    Güçleri %12 arttı, %22 daha esnekler ve deneklerin en az %60'ında gelişme var. Open Subtitles 12% ازدياد في القوة 22% في المرونة وبعض التحسن على الأقل %60 من عينة الدراسة
    Son istatistikler, Danimarka'da yetişkin olmayan suçlu sayısında artış olmadığını gösteriyor. Open Subtitles الاحصائات لاتبين ازدياد نسبة المجرمين الاحداث
    Hobart da tıbbi amaçlı plastik talebinde artış olduğundan bahsediyordu. Open Subtitles الآن ، "هوبارت" يقول أنه يرى ازدياد في الطلب على المطاط في الميدان الطبي
    Bu durumda, misafirlerin toplam sayısı arttıkça, kombinasyonlar kontrolden çıkıyor. TED في هذه الحالة مع ازدياد عدد الضيوف الكلي, تخرج المجموعات عن السيطرة.
    Eğer bu da yeterli değilse Amerikan Psikoloji Birliği iklim değişikliğine karşı kaçınma çatışması, çaresizlik ve vazgeçme gibi verdiğimiz psikolojik tepkilerin arttığını söylüyor. TED الآن إن لم يكن ذلك كافيًا تصرح الجمعية الأمريكية لعلم النفس إن استجابتنا النفسية تجاه تغير المناخ مثل تجنب المنازعات، واليأس، والاستسلام في ازدياد
    Beyinde artan maddenin, performansın kendisi sergilendiğinde değil de öğrenme eylemi sırasında olduğunu keşfettiler ki bu da çok ilginç bir bulgudur. TED وتبين أن عملية التعلم هي التي أنتجت ازدياد المادة الرمادية وليس تنفيذ النشاط بحد ذاته، وهذه نتيجة مثيرة للانتباه جداً.
    12 hafta hokkabazlık öğrendikten sonra MR'da insanların beyninde gri madde artışı görüldü. TED يظهر تصوير الرنين المغناطيسي ازدياد المادة الرمادية لدى الأشخاص بعد 12 أسبوع من تعلم اللعب بالكرات.
    Ama göçmenlerin yüksek doğum oranları beni korkutuyor. Open Subtitles ولكن ازدياد معدلات ولادة المهاجرين تخيفني
    Güneydoğu Asya'nın gecekondu mahallelerinde suç oranları artmaya devam ediyor. Open Subtitles الجريمة في ازدياد في في عدد من الأحياء الفقيرة في جميع أنحاء جنوب شرق اسيا
    Fakat, sevgili Beechey, şahsi sıkıntıları çoğaldıkça tabloların kalitesi de azalıyor. Open Subtitles و زيادة على ما قلت عزيزي بيتشي مشاكله الخاصه في ازدياد مما ينعكس سلباً على جودة رسوماته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more