Dünyanın en büyük sorunlarını çözmek istiyorsanız küçük kızlara ve kadınlara yatırım yapın. | TED | أولًا: إذا كنت تريد حل أكبر المشاكل في العالم، استثمر في النساء والفتيات. |
Kokulu hediye mumlara yeterince yatırım yapmışken niye elektriğe para harcayayım ki? | Open Subtitles | لماذا استثمر فى الكهرباء بينما لدى نفوذ واسع فى الشموع المُعطرة ؟ |
Şu anda petrol tanklarına yatırım yapmamı isteyen Norveçlilerle dolu bir odaya yürüyorum. | Open Subtitles | انا على وشك الدخول الى غرفة بها نرويجيون يريدونني ان استثمر خزانات وقودهم |
Peter Gregory her zaman ürünlere değil insanlara yatırım yap derdi. | Open Subtitles | بيتر جرجورى يقول دائماً لا تستثمر فى منتجات استثمر فى أشخاص |
Bak, emlak almak istemiyorum. Emlak yatırımı yapmak da istemiyorum. | Open Subtitles | انظر, أنا لا اريد ان أشترى أرضا ولا اريد ان استثمر فيها |
Babanın yatırım yaptığını kimse bilmeyecek. - Bunun izi sürülemeyecek. | Open Subtitles | لن يعلم أحداً أن والدك استثمر ولا شيء سيعود للخلف |
Bu çiftçi, örneğin, ıspanak yetiştirmeye 16.000£ yatırım yaptı, ama bir tek yaprağını bile toplayamadı çünkü ıspanaklarının içinde birazcık ot büyümüştü. | TED | هذا المُزارع، على سبيل المثال، استثمر 16.000 باوند في زراعة السبانخ، لم يحصد ورقة منها بسبب وجود القليل من العشب النابت بينها. |
Dünyada görmek istediğiniz değişikliğe yatırım yapın. | TED | استثمر في التغيير الذي تريد أن تراه في العالم. |
Bu çok yanlış. Siz izleyiciler, eğer Afrika'ya yardım etmek istiyorsanız sürdürülebilir gelişime yatırım yapın. | TED | وهذا خاطئ تماما. منكم في الحضور هنا إذا أردت مساعدة أفريقيا: استثمر المال في مشروع تنمية مستدامة. |
Sonuca yatırım yaparsınız ve karşılığında payınıza düşenden daha fazla hayal kırıklığı, sıkıntı ve hayatınızın geri kalanını berbat eden bütün o şeyleri alırsınız. | TED | استثمر في النتائج وأضمن لك الحصول على أكثر من نصيبك من الإحباط، والقلق وبقية الأمور التي تجعل الحياة رديئة. |
-Evet, evet. -O şirkete yatırım yapan bir arkadaşım var. | Open Subtitles | نعم,نعم, لدي صديق استثمر امواله في هذه الشركة |
Zengindir. Otoyola yatırım yaptı, daha da zengin olacak. | Open Subtitles | ثري، استثمر في الطرق السريعة ليزداد ثراءً. |
Fakat o zengindi, çünkü insanlara yatırım yaptı. | Open Subtitles | لكنه كان غنيا والبسبب انه استثمر في الناس |
Büyümeye ihtiyacı olan şirketler için... varlıklı insanların paralarıyla yatırım yapıyorum. | Open Subtitles | أنا استثمر أموال الأثرياء في شركات التي تحتاج إلى رأس مال كي تكبر |
Tabii akrabalarınız değerli metallere yatırım yaptıysa. | Open Subtitles | اذا استثمر أقرباءكم بحكمة في المعادن الثمنية |
Bay Ellison, Errol Brand'den farklı bir şeye mi yatırım yapıyormuş? | Open Subtitles | هل استثمر مستر اليسون في أي شيء غير ايرول براند؟ |
Bu kepaze yere yatırım yaparak ne kadar duygusal olduğumu gösterdim. | Open Subtitles | أنا رجل عاطفي , لذلك استثمر اموالي في ذلك الهراء |
Su şirketine yatırım yapın demiştim size: - Aquahydrate olayı patlıyor. | Open Subtitles | استثمر في شركة المياه المياه المعدنية ناجحة |
Bilmiyorum ve yerinde olsaydım onun kazanmasına yatırım yapmazdım. | Open Subtitles | لا أعرف، و اذا كنت مكانك، لن استثمر في فوزها. |
Bir şirkete yatırımı sadece fikirlere değil insanlara da yaparım. | Open Subtitles | حسنا , عندما استثمر في شركة لا اراهن فقط على الفكرة , اراهن على الناس |
Fakat burada bu gece söylediğim her şey veya emirler, şehirleri yönetmek, altyapı yatırımı, yeşile yatırım parklar açmak, alanlar açmak sosyal olarak bütünleşmek, teknolojiyi kullanmak için araçlar ve yollardır. | TED | ولكن اي شيئ قلته هنا الليلة أو الوصايا هي وسائل هي طرق لنا للتحكم في المدن استثمر في البنية التحتية ، استثمر في الخضرة افتح متنزهات افتح مساحات تكامل مجتمعياً ، استخدم التكنولوجيا |