"استطيع الانتظار حتى" - Translation from Arabic to Turkish

    • için sabırsızlanıyorum
        
    • can atıyorum
        
    • kadar bekleyemem
        
    • sabırsızlıkla bekliyorum
        
    Görmen için sabırsızlanıyorum. [CHUCKLES] Çok heyecanlısın bebeğim. Open Subtitles اوه , لا استطيع الانتظار حتى تراها انت رائعة عزيزتي اذن ؟ واو
    Eski arkadaşlarımı görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى ارى بعض الاصدقاء القدامى
    Bu herifi basmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles رائع جداً . لا استطيع الانتظار حتى اوقع بذلك الشخص
    Zugor'un kimliğini açıklamak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles انا لا استطيع الانتظار حتى اخبر الجميع من هو الزوجر حقيقة
    Bir dahaki gelişinizde size East Riverside'ı gezdirmek için can atıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى اريك شرق ريفيرسايد في المرة الجاية
    Herkes küresel ısınmadan ölene kadar bekleyemem. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى يموت الجميع بسبب ظاهرة الاحتباس الحراري
    Ama hala kendi çocuğumuza sahip olacağımız günü sabırsızlıkla bekliyorum. Open Subtitles لكنني لا استطيع الانتظار حتى نحظى بطفلنا
    Mağazaya gidip hediye seçmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles انا لا استطيع الانتظار حتى نذهب الى المتجر و نُحضر الهدايا
    İlk kez kızımı kucağıma almak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles انا لا استطيع الانتظار حتى امسك بطفلتى لاول مرة
    Harika olacak. Seni tiyatroda görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى أراك تؤدين هذه المقطوعة.
    Rüya düğününüzü planlamak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles انا لا استطيع الانتظار حتى بناء زفاف احلامك
    - Bu kısmı unutmuşuz. "Geri dönüp kahverengi gözlerine bakmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles صحيح لقد نسينا ذلك الجزء "لا استطيع الانتظار حتى أعود لأحدق في
    Eve gidip bunu bizim hanıma anlatmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى اذهب الى المنزل و اخبر زوجتى بهذا الكلام
    Tanrım, evime yaşlı lady'min yanına dönmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى اعود للبيت لكي ارى العجوز
    - Sağ ol. Yemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles شكراً لكِ، لا استطيع الانتظار حتى اتذوقهم
    Plastik geciktiricilerle neler yapabileceğini görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى ارى ما يمكنك فعله فى اجزاء الاعاقة البلاستيكية
    Topuk yüksekliği ile etek uzunluğu konuşmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى اناقش الكعب العالي واطوال الياقات
    Benim çocukları havuza bırakmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى اوصل ابنائي الى المسبح
    Akşam seni görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles اسمع ,لا استطيع الانتظار حتى اراك الليله
    - Senin güvende ve yanında olduğunu görünce Prosper ın yüzünü görmeye can atıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى ارى وجه بروسبر" عندما يعلم انك بخير"
    Wendell'ın bizi göreceği zamana kadar bekleyemem. Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى يرانا ويندل نقضي الوقت معا
    Seni sabırsızlıkla bekliyorum seni seviyorum Open Subtitles لا استطيع الانتظار حتى عطلة الاسبوع احبك ، إلى اللقاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more