özlüyorum, ama... gördüğün gibi artık yeni bir hayatım var. | Open Subtitles | اشتاق اليها و لكن كما تري الان عندي حياه جديده |
Böyle anlarda düz arazileri çok özlüyorum, Joe. | Open Subtitles | فى اوقات كهذه , جو , انا اشتاق الى الاراضى المنبسطه |
Senin bir daha dönmeyeceğini sandım. - Kim ben mi? Evi çok özledim. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك رحلت للأبد ليس أنا , لأنني اشتاق للمنزل |
Her ikisini de özledim, ama annelerle ilgili bir şey vardır ya, bilirsiniz? | Open Subtitles | اشتاق لوالدي الأثنين لكن هناك شيء في الأم, تعلمون؟ |
Sarhoşken yaptığınız aramaları beslenme bozukluklarınızı ve hamilelik korkularınızı özleyeceğim. | Open Subtitles | سوف اشتاق لمكالماتكم الثملة اضراباتكم في الطعام خوفكم من الحمل |
Sınavları olduğunu söylüyor ama sanırım seni çok da özlüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه امتحانات، ولكن يبدو أنه اشتاق لكَ كثيرًا. |
Ailemi özlüyorum. Kardeşlerimi. | Open Subtitles | لا , أعني انني اشتاق لأسرتي أخواني وأخواتي |
Bazı zamanlar ordudaki bekarlık günlerimizi özlüyorum. | Open Subtitles | بعض الوقت اشتاق لايام العزوبية عندما كنا بالجيش |
En son partnerimdi... en iyi arkadaşım ve sevgilimdi, ve onu inanabileceğinden çok özlüyorum. | Open Subtitles | لقد كانت رفيقي الأساسي، صديقي المفضل و حبيبتي. و أنا اشتاق لها خارج نطاق التصديق. |
Bekâr olmanın ne kadar güzel olduğuna odaklan! Çıtır peşinden koşmak! Her gün özlüyorum. | Open Subtitles | ركزوا على مدى روعة أن تكون عازب تلاحق الفتيات ، اشتاق لذلك في كل يوم |
Judah kardeşimdi. Onu ben de özlüyorum, Nancy. | Open Subtitles | جودا كان اخي ، انا اشتاق اليه ايضا ننانسي |
Herkesi çok özledim, fakat evde yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | اشتاق للجميع , لكن يوجد المزيد لفعله في البيت |
Ben de seni çok özledim. Hey, küçük adam. | Open Subtitles | انا ايضا اشتاق اليك اهلا, ايها الرجل الصغير |
Sadece bir gündür yok ve onu şimdiden özledim. | Open Subtitles | مرّ يوم وبدأت اشتاق اليه مسبقاً |
Bir saniye sürer. Sandalyemi özledim. | Open Subtitles | سيأخذ هذا دقيقة انا اشتاق إلى مقعدى |
Hoşçakal anne. - Seni özleyeceğim hayatım. | Open Subtitles | مع السلامة ، أميّ اوه حلوتي سوف اشتاق اليك |
Ray'i özleyeceğim ama buna katlanmak zorundayım. | Open Subtitles | اعني , سوف اشتاق الى راي لكن علي التعود على هذا |
Tanrım, burayı gerçekten özleyeceğim. | Open Subtitles | لطالما كنتي جيدة في مثل هذه الأشياء المملة سوف اشتاق حقاً لهذا المكان |
O da seni özlüyor. Mi bu kötü bir zaman? | Open Subtitles | هو اشتاق إليك أيضاً هل هذا وقتاً سيئاً ؟ |
Biliyor musun Jason, bilinçaltımda bir yerlere de onun ilgiyi özlediğini benim de o kitabı onu saklandığı yerden çıkarmak için yazdığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | كما ترى, جيسون, في مكان ما من اللا وعي كنت آمل ان كتابة هذا الكتاب ستستدرجه وانه اشتاق للاهتمام |
İlk olarak, yeni bir hastam yok, ikinci olaraksa haklısın, bunların hiç birini özlemeyeceğim. | Open Subtitles | اولا, لن يكون لدي زبون جديد و ثانيا انت محق, لن اشتاق لرؤية هذا |
Babam selam söyledi. Beni çok özlemiş. | Open Subtitles | أبي يسلم عليكِ لقد اشتاق لي كثيراً |
Moo Kyul'un şarkısını söyleyince, nasıl da özlemeye başladım. | Open Subtitles | اه , بعد غنائي لـ اغنيه مو كيول بدأت اشتاق اليه |
Evet, sen işaret direğini tekmeledin ya artık Marcel'i özlemiyorum! | Open Subtitles | نعم الآن ركلت اللوحة لا اشتاق لمارسيل الآن |
Anne, sana hasret kaldım. | Open Subtitles | الأم، لقد اشتاق جدا بالنسبة لك. |
- Bir süredir takılmıyoruz, özlemişim. | Open Subtitles | أشعر بأننا لم نمض الوقت سويًا لمدة سنة أنا اشتاق لذلك للغاية - أعلم - |
Ne kadar çok ekibi özlediğimi fark etmemi sağladı. | Open Subtitles | نعم تجَعلَني أُدركُ كَمْ اشتاق أنْ أكُونَ مَع طاقمِنا |
Babam ne zaman İspanya'yı özlese annem onun için bunu pişirirdi. | Open Subtitles | كانت تعدها لوالدي كلما اشتاق إلى "إسبانيا". |
Fakat tamamen yok ettiğimiz bazı türleri, onları özleyen bir dünyaya geri getirmeyi de düşünebiliriz. | TED | لكن بعض الأنواع التي قضينا عليها تماما يمكننا استعادتها لعالم اشتاق لها. |
Burnumda tütüyorsun be, Gordo. | Open Subtitles | انني اشتاق لك بشدة جوردو |