Saçlarınız benim yüzümden döküldü ve fazladan 10 kilo aldınız. | Open Subtitles | و جعلتك تفقدين شعرك . . و تكسبين وزن اضافي |
Ama her ihtimale karşı, yakın zamanda bir Oscar kazanmamak için fazladan çalışmayı planlıyorum. | TED | لكن في حالة انني خططت لان اعمل بجهد اضافي لكي لا احصل على جائزة الاوكار قريباً |
Her sabah 15 dakika fazladan yoga egzersizi ile iyileştirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أعالجه كل صباح بربع ساعة اضافي من تمرينات اليوغا. |
Şimdi bu dış hareketten dolayı ekstra bir duyusal bilgi kaynağım oluverdi. | TED | الآن حصلت على مصدر اضافي للمعلومات الحسية نتيجة لذلك الفعل الخارجي. |
Birçok tema parkında, sıranın başına geçmek için ekstra ödeme yapabilirsiniz. | TED | في العديد من المنتزهات، يمكنك دفع مبلغ اضافي لتذهب الى مقدمة الصف. |
Değilim fakat görünüşe göre... ek bir silahşörün katılması işinize gelir. | Open Subtitles | كلا، لكن مما يبدو، أنت تفكر بسلاح اضافي سيكون مرحبا به |
yedek kaleme ihtiyacınız olursa elinizi kaldırın ve size kalem verilecek. | Open Subtitles | اذا اردت قلم رصاص اضافي ارفع يدك وسوف نزودك بقلم رصاص اخر |
Ve daha fazla kira ödemek istemiyorum. | Open Subtitles | بكل الأحوال , فأنا لست بحاجة الى مستأجر اضافي كما هو الحال بالنسبة لك |
Kalabalık cezaevi sistemine vestiyerlerimizi kiralamak, fazladan para kazanmak için harika bir yol. | Open Subtitles | كانت هذه فكرة جيّدة للحصول على مال اضافي تأجير مساحة الخزائن لأجل السجناء الذين لا يستوعبهم السجن |
fazladan bir sandalyem var ve senin de fazladan yemeğin var. | Open Subtitles | لدي مقعد اضافي و أنت لديك غداء اضافي ايضا |
Çoğu seri katilin fazladan bir kromozomu olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم ان القتله المحترفين لديهم كروموسوم اضافي ؟ |
Ve özellikle de, dördüncü satıra fazladan... bir hece sıkıştırmaya çalıştığımız o aptalca anın keyfine varın. | Open Subtitles | وبالتحديد تمتع بالغباء المفضح به في اللحظة التي نحاول اضافة مقطع اضافي في السطر الرابع |
Ve özellikle de, dördüncü satıra fazladan... bir hece sıkıştırmaya çalıştığımız o aptalca anın keyfine varın. | Open Subtitles | وبالتحديد تمتع بالغباء المفضح به في اللحظة التي نحاول اضافة مقطع اضافي في السطر الرابع |
Yeni arkadaşlarınla paylaşman için sana fazladan kurabiye hazırladık. | Open Subtitles | ولهذا جمعنا لك كعك اضافي لذا ، يمكنك أن تشترك مع كل أصدقاءك ، تذكر ؟ |
Tabii ki bu rozetle birlikte, %2 ekstra indirim hakkına da sahip oluyorum. | Open Subtitles | ومع الشارة الحمراء كما تعلمين تأتي مع تخفيض اضافي بمقدار اثنان بالمئة |
Aynen sevdiğin gibi Raymond ekstra yumurtalı sandviç. | Open Subtitles | انها كما تحبها رايموند سلطة البيض مع بيض اضافي |
Diyorum ki şeyden bahsetmediğin sürece, ekstra, ekstra yükten, 9mm yi unutabilirsin, anlıyor musun? | Open Subtitles | أَعْني، مالم تتحدث هو، ذو مخزن تحميل اضافي. سينسيك ال 9 ملم، حَسَناً؟ |
- ekstra piyano dersi almam gerek. - Hayır, hayır, iptal et. | Open Subtitles | اعتقد ان لدي درس بيانوا اضافي - لا لا , الغيه - |
Amerika Birleşik Devleti ek 30,000 birlik görevlendirecek. | Open Subtitles | ستقوم الولايات المتحدة بنشر ثلاثة آلاف جندي اضافي. |
Senatör Burtoni'nin ek 5 milyon klon için olan bütçesini oylayalım. | Open Subtitles | دعونا الان نصوت لاقتراح السيناتور بيروتوني للاعتماد المالي بالحصول على 5 ملايين مستنسخ اضافي |
Xavier... Şimdi hatırladım, bende yedek anahtar vardı. Anahtarın mı var? | Open Subtitles | خافيير ، لقد نسيت ، لدي مفتاح اضافي للشقة ؟ |
-Kimileri fazla mesai yapar, kimileri işin meyvesini yer. | Open Subtitles | رجل يشتغل لوقت اضافي بينما هناك آخر يكسب الأرباح و يودعها في البنك |
Yani, o ekstraya girer tabii, gösteriş yapmak istiyorsan takalım. | Open Subtitles | حسنا ، انه شيئ اضافي لكن ان اردت ان تلفتي الانظار |
Eğer kavalye olmak istiyorsan kadın erkek eşleşmesi hakkında öğreneceğin çok şey var. | Open Subtitles | اذا اردت ان تصبح رجل اضافي يجب ان تتعلم كثيرا عن اولوية ولد-بنت |