...insanlığa katkısı kadar, çocuklarının ya da torunlarının geçmişle ve gelecekle olan yaratıcı bağlarını sürdürdüğü sürece. | Open Subtitles | لعمل صلة بين الماضى و الحاضر في اطفاله أو احفاده أو اسهاماته الانسانية |
Mesela çocuklarının eğitimi, cenaze işlemleri, vesaire. | Open Subtitles | مثل الأموال لتعليم اطفاله ,ولجنازة وغيرها |
Ailesi evlerinden atıldı, ve sosyal sistem çocuklarını ellerinden almakla tehdit ediyordu. | TED | وتم طرد عائلته من شقتهم وكان نظام الرعاية الاجتماعية يهدد بأخذ اطفاله |
Pan'ın, çocuklarını yedi denizlerin en rezil adamı için savaşmaya hazır olarak gördüğünü düşünün. | Open Subtitles | عندما يواجهك و اطفاله يقفون بجانبك مستعدون للدفاع عن افسد فاسد فى السبع بحار القبطان هوك |
Çocukları şaşkın bir şekilde çamurlu bir havuzun kenarında otururken onun oturduğu yerden rüyalarının gerçekleşmesini beklemesine izin verir. | Open Subtitles | يسمح له بالجلوس بانتظار حلم يتحقق بينما اطفاله يجلسون مصعوقين على حافة حوض من الوحل |
Bir gün, çocuklarına benim hakkımda eğlenceli hikâyeler anlatacak. | Open Subtitles | يوما ما.هو سوف يخبر اطفاله كل الانواع من القصص المضحكة عني |
Pan'ın çocuklarının elimde olduğunu bildirmekten şeref duyarım. | Open Subtitles | انا من ابدأ ذلك, والان انا فخور ان اعلن لكم نحن عندنا اطفاله |
Calvin'im hakkında ne söyleyeceksen umarım çocuklarının önünde söylemezsin. | Open Subtitles | مالديك لتقولينه عن كالف ارجو ان لا تقولينه امام اطفاله |
çocuklarının yaptığı posteri görmelisin. | Open Subtitles | يجب ان ترى اللائحة تلك التي صنعها اطفاله |
Ama bu suçlarından ötürü onları cezalandıramazsın. Hayatta kalmak için kendi çocuklarının üstüne binen birini hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لَكنَّك لا تَستطيع معاقبتهم على تلك الجرائم أي شخص من شأنه أن يدوس على اطفاله من اجل البقاء |
Karısının,çocuklarının, benim ve kız arkadaşımın hayatını yedi. | Open Subtitles | انه يدمر حياة زوجته ، حياة اطفاله حياتي ، وحياة حبيبتي |
Bilirsin onlar farkında olmasa bile Tanrı kendi çocuklarını korur. | Open Subtitles | اكان ذلك قبل العبور اتعرفين ان الله يحمي اطفاله حتى لو لم يعلموا بذلك |
Para dağıtmayı kesmediği için karısı ve çocuklarını kaybetmiş. | Open Subtitles | هو خسِر اطفاله وزوجته لأنه لم يستطع التوقف عن وهب امواله |
Sonra alt kattaki havuzda eşini ve çocuklarını boğmuş. | Open Subtitles | بعد ان.. اغرق زوجته و اطفاله في المسبح في الطابق السفلي |
İşçi Bayramı'nın hafta sonunda çocuklarını alma talebi reddedilmiş. | Open Subtitles | طلب تقضية يوم عيد العمال مع اطفاله ورفض الطلب |
Çocukları okuldan eve ağlayarak dönüyordu. | Open Subtitles | قرأ عن اطفاله كيف اتو من المدرسه للبيت يبكون |
Henry'nin eski penceresinden sızıp Çocukları korkutayım. | Open Subtitles | اجل , انا فقط سأزحف الى نافذة هنري القديمة اخيف اطفاله واترك ابني وحيدا |
Çocukları yataklarında mışılca uyurken tuz ruhu ile zehirlenmiş. | Open Subtitles | اطفاله الأثنين بأمان في السرير وهوا تسمم عن طريق التنظيف |
Birazı çocuklarına kalacak ama çoğu bana kalacak. | Open Subtitles | اطفاله سوف يحصلون على بعض المال لكني سوف احصل على الكمية الاكبر |
çocuklarına yeterince bir şeyler verememek mi yoksa zor zamanlarında onların yanında olamamak mı? | Open Subtitles | ان لا يكون قادرا على اعطاء اطفاله ما يكفي او ان لا يكون معهم في الاوقات الصعبة |
Mükemmel değildi ama çocuklarına davranış biçimine hayrandım. | Open Subtitles | هو لم يكن شخصا مناسبا لكنني احترم كيف يتعامل مع اطفاله |
Çocuklarıyla seyahat eden kayıp erkekleri ulusal çapta aramanı istiyorum. | Open Subtitles | ابحثى على مستوى الدولة فى تقارير الاشخاص المفقودين عن رجل يسافر مع اطفاله |