- Daha eğlenceli olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدته سيكون ممتعاً اكثر و لكنه ليس كذلك |
Aferin, ben de öyle düşünmüştüm. Men et kendini, bebeğim. Men et! | Open Subtitles | نعم هذا ما اعتقدته ، انسحب ياعزيزي انسحب |
Benim düşündüğüm işte bu. | TED | هذا ما اعتقدته. أول ما جذب انتباهي أنه يوجد خطأ في القصة |
Artık onlara sahip olmadığımız için, ondan neden bahsedeyim diye düşündüm. | Open Subtitles | و بما أننا لا نملك واحدةً، اعتقدته أمراً لا يستحق الذّكر |
Teklifleri gelene kadar ben de öyle sanıyordum. | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته, حتى رأيت عرضهم ما هو العرض؟ |
Masum olduğunu sanmıştım. Yardıma ihtiyacı olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنه بريء اعتقدته يحتاج للمساعدة |
Ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته لديّ مأمورية يجب أن أجريها |
- Ben de böyle düşünmüştüm fakat kanepe sert meşe odunundan yapılmış. | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته أيضا,ولكن الكنبه لديها اطار متين من خشب السنديان |
Ben de öyle düşünmüştüm, ama bakarsanız... 78 var, 76 var ama 77 yok. | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته ولكن إن نظرت، هناك الكتاب رقم 78 والكتاب رقم 76، ولكن رقم 77 غير موجود |
İlk önce bende öyle düşünmüştüm ama değil. Bu farklı bir şey. | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته أولاً، لكن لا هذا أمر مختلف |
Notum bu. Bunun çok komik olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذه هي الملاحظه، هذا ما اعتقدته مضحك |
Bende öyle düşünmüştüm ve numarayı kaydettim | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته لذا كتبت الرقم لك |
Ama bir arkadaş olarak düşündüğüm Shabadaba'nın bunu anlayamaması çok yazık. | Open Subtitles | للاسف شابادابا من اعتقدته رفيق لم يستطع ان يفهم هذا |
Sonra da, bahçeye açıldığını düşündüğüm arka kapıya yöneldi ve açtı. | Open Subtitles | الشيئ التالى ، ذهبت الى الباب الخلفى الى ما اعتقدته الحديقة و فتحت الباب |
İlk yılımda düşündüğüm gibi seksüel bir anlamı yok yani. | Open Subtitles | اغنية العراك لجامعة الباما لا شيء جنسي بشكل غامض وهو ما اعتقدته للسنه الاولى |
Biliyor musun, bütün bu palavraların onun için içtenlik anlamına geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | أتعلمين, كل ذلك الهراء الذي اعتقدته يعني ..الحميمية بالنسبة لها |
düşündüm ki, ikimiz belki oraya uğrayabiliriz. | Open Subtitles | ما اعتقدته هو، ربما أنا و أنت يمكننا الذهاب هناك |
O adam babamın idolüydü. Ben onu öldü sanıyordum. | Open Subtitles | ذاك الرجل كان مثل والدي الأعلى اعتقدته ميتاً |
Doğrusunu söylemek gerekirse afalladım. Onun 20 yıl önce öldüğünü sanıyordum. | Open Subtitles | بصراحة لقد أذهلتني لقد اعتقدته ميتاً منذ 20 عاماً |
Uyuyor sanmıştım. Onu uyandırmak istemedim. | Open Subtitles | اعتقدته نائماً , لم أرغب بأن . أقوم بإيقاضه |
Bu benim düşündüğümden daha orjinal, ama bölgeyi cihazlarımla taradım ve çok az bile patlayıcı madde artığı bulamadı. | Open Subtitles | هذا ما اعتقدته تقليدي للغاية, ولكن فحصت المنطقة بمعداتى ولا يوجد ادني اثر لبقايا متفجرات. |
Ben de öyle düşünüyordum. | Open Subtitles | ذلك ما اعتقدته حتى حفر نفقاً عبر غرفة حراستي |
Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | -لا تكن كذلك، لقد فعلت ما اعتقدته صحيحاً |
Onun mezarından bize yemekler sunarken ne düşünüyordun? | Open Subtitles | أهذا ما اعتقدته عندما قدمت الطعام على قبره؟ |
Belki de sandığım kadar aptal değil. | Open Subtitles | ربما أنه ليس غبياً بالدرجة التى اعتقدته عليها |