Buraya bahane bulmaya gelmedim çünkü yaptıklarım için bir bahanem yok. | Open Subtitles | , لست هنا لتقديم اعذار لأنه لا يوجد عذر لما فعلته |
Bak, bu bahane değil, ama işimi kaybettim. | Open Subtitles | اعلم انة ليس هناك اعذار , ولكننى فقدت وظيفتى |
Evet, uyarı, bahane ya da özür dilemek yok. | Open Subtitles | هل تفهمين ذلك؟ ليس هناك تحذير، لَيْسَ هناك اعذار ليس هناك اعتذار |
Mazeret yok. Ceza olarak ek görev. | Open Subtitles | . لا اعذار . ستاخذ فترة مراقبة اضافية كعقوبة |
Bu iş buraya kadar. İki ay cezalı. Mazeret yok. | Open Subtitles | هكذا الامر ، انها هكذا منذ شهرين بدون اعذار |
Yaptığım şey için bahaneler üretmeyeceğim, tek diyeceğim... | Open Subtitles | لا اريد ان اختلق اعذار لما فعلت كل ما اريد قوله |
Bu yüzden bende kalamadın. Bu yüzden sana bahaneler uydurduk ve... | Open Subtitles | لهذا لم يمكننى ان أبقى هذا سبب خلقنا جميعا اعذار |
Evet, uyarı, bahane ya da özür dilemek yok. | Open Subtitles | هل تفهمين ذلك؟ ليس هناك تحذير، لَيْسَ هناك اعذار ليس هناك اعتذار |
bahane bulmaya başlamadan önce ne isteyeceğimi dinlesen bir diyorum. | Open Subtitles | لماذا لا تكتشفي ماهوه قبل ان تأتي بـ اعذار للهروب منه؟ |
Sadece misyonunu yerine getirmek umuyoruz. Artık bahane umurumda değil. | Open Subtitles | أتوقع منك ان تُتِم المهمة الموكلة إليك لا أريد أن أسمع أية اعذار بعد الآن |
Gelemem, sıfırı tükettim. bahane istemiyorum tatlım. Bugünkü en büyük kaşar ben olacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع انا متعبة , بدون اعذار , يافتاة يجب عليك التحدث بالانجليزية معي |
Eğer bahane istiyorsan bunu garip gelmeyecek bir şekilde söylemenin yolunu bulamadım. | Open Subtitles | حسناً, أذا اردت البحث عن أي اعذار لا أستطيع أن أجد أي منها قد تكون مقنعة لك |
Senden bahane duymak istemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | إسمع "روتش" لا أريد سماع أى اعذار منك , أتسمعنى ؟ |
Bu bir bahane değil. Eğer isteseydi konuşurdu. | Open Subtitles | هذة اعذار واهية لو اراد الاجابة لاجاب |
Seninle görüşmemek için bahane uydurup duruyor ya. | Open Subtitles | اعني انها تجد دائماً اعذار لعدم رؤيتك |
Günde beş defa sevişmemek için hiçbir Mazeret olmayan bir yere. | Open Subtitles | مكان نتضاجع فيه 5 مرات باليوم بدون اعذار |
Senin bu mazeretlerin ardına sığınma lüksün yok. Benim mazerete ihtiyacım yok. Hiçbir Mazeret istemedim. | Open Subtitles | لكننى لا احتاج اى اعذار,ولا اريد اى اعذار. |
Ne bir Mazeret mazaret, ne bir şart, ne de bir karmaşa. | Open Subtitles | لا اعذار, ولا شروط ولا تعقيدات |
Bu yüzden bende kalamadın. Bu yüzden sana bahaneler uydurduk ve... | Open Subtitles | لهذا لم يمكننى ان أبقى هذا سبب خلقنا جميعا اعذار |
Budalaca bahaneler. Sadece sorumluluk almaktan kaçınıyorsun. | Open Subtitles | اعذار سخيفة, انت فقط تتفادين تحمل المسؤولية |
Buna bahaneler bulmazdım. İşe yaradığını söylerdim. | Open Subtitles | لذا أنا لم اصنع له اعذار انا اقول ذلك يعمل |
Bunun bir mazereti olamaz, General, berbat ettik. | Open Subtitles | لا يوجد اعذار ، جنرال ، لقد فشلنا |