Bak, o palyaçonun eski pelerinli günlerden kalma, büyük bir kötü adam olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف ان ذلك الاحمق كان من اكثر الاشخاص خطرا فى الماضى |
Uzun zaman önce olduğunu biliyorum ama onunla birlikte olmak nasıldı? | Open Subtitles | اعرف ان ذلك كان منذ زمن بعيد ولكن كيف كانت الحياة معه؟ |
Bak... o psikopatın hala dışarda olduğunu biliyorum... sana ne yaptığını da biliyorum, ama senin seçim hakkın var. | Open Subtitles | لقد اعتدت نوعاً ما على الصراخ اعرف ان ذلك المجنون لايزال طليقاً واعرف ما الذي فعله بك .. |
Fazla elemediğini biliyorum, ama polislere kamyonetli birini aradığımızı söyleyin. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك لا يقلص الاحتمالات كثيرا لكن اخبر رجال الشرطة انهم يبحثون عن رجل في شاحنة |
Moralinin bozulduğunun farkındayım ama kendini telefon bekleyerek deli edeceğine işe dönebilirsin belki. | Open Subtitles | حقا؟ اليس اعرف ان ذلك محبط لكن ربما عوضا عن اصابة نفسك بالجنون |
Chuck, zor bir durum biliyorum ama bugün öncelikli işin ajanlık. | Open Subtitles | تشاك , اعرف ان ذلك صعب عليك ولكن اليوم يجب ان تكون جاسوسا فى البداية |
Sally zor biliyorum ama bana güvenmelisin. | Open Subtitles | سالي . اعرف ان ذلك صعب جدا و لكن عليكي ان تثقي بي |
Sally, zor biliyorum ama bana güvenmelisin. | Open Subtitles | سالي . اعرف ان ذلك صعب جدا و لكن عليكي ان تثقي بي |
biliyorum, bunu çok sık söylemiyorum ama şimdi ne yapacağız? | Open Subtitles | كانت واحدة من افضل راقصينا اقصد ، اعرف ان ذلك لايقول الكثير لكن ماذا يفترض ان نفعل الان ؟ |
Onlarla bu kadar zaman geçirmen kafanı karıştırdı biliyorum ama kendini kandırma. | Open Subtitles | الان اعرف ان ذلك مربك كونها معك فترة طويلة لكن لا تتصرف بحماقة |
Tuhaf geldiğini biliyorum ama birinin seninle kan bağı olması o kişiyi deneysel olarak daha özel yapar mı? | Open Subtitles | اعرف ان ذلك يبدو غريبا لكن وجود شخص قريب لك لا يجعلهم بالضرورة اكثر تميزا؟ |
Biraz garip göründüğünü biliyorum ama o benim için çok değerli. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك يبدو غريبا قليلا لكنها تعني الكثير لي |
Buna inanmak zor biliyorum ama bu doğru. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك يبدو صعب التصديق لكن ذلك حقيقي |
Budalaca geldiğini biliyorum ama gerçek bu. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك يبدو مبتذلا لكن تبا,انه حقيقي |
Uzun zaman oldu biliyorum ama, düşünmeye çalış. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك كان منذ وقت طويل لكن حاولي ان تفكري |
Bu, en iyi arkadaşına söylemen gereken bir şey, biliyorum ama Charlotte sana anlatmama izin vermedi. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك النوع من الاشياء التي يفترض ان تقولها لأعز اصدقائك لكن تشارلوت لم تكن لتدعني اقول لك |
Bak, biliyorum geçen gece olanlari kaldirmak zor. | Open Subtitles | اسمع انا اعرف ان ذلك كان صعباً جداً ان تتقبله البارحة |
Saçma geleceğini biliyorum ama ben beş yaşındayken kaçan tavşancığıma ne olduğunu söyler misiniz? | Open Subtitles | اعرف ان ذلك يبدو جنونا لكن هلا أخبرتني ما الذي جرى الى أرنبي الأليف الذي هرب عندما كان عمري 5 سنوات؟ |
ama bunu yapmadım, çünkü beni hapse atacağınızı biliyorum, tamam mı? | Open Subtitles | ولكني لم افعل لاني اعرف ان ذلك سوف يضعني في السجن اتفقنا؟ |
Bu şamatadan nefret ettiğinin farkındayım ama her şey çok güzel olacak. | Open Subtitles | حسنا اعرف ان ذلك يضايقك تأدية هذه الأغنية و الرقصة لكنني أظن ان الامر يجري بشكل رائع |
Kötü olduğunun farkındayım ama geçen sene komşulara dekorasyonumuzun daha "yumuşak" olacağına söz vermiştik. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك سخيف,لكن بعد ما جرى العام الماضي وعدنا الجيران اننا قررنا ابقاء زينتنا صديقة للعائلة أكثر |