"اعطيتها" - Translation from Arabic to Turkish

• verdim
• verdin
• verdiğim
• vermiştim
• verdiğin
• verirsen
• verdiniz

Buna bakın. Bundan Al Gore ve Bıll Senir'a da verdim.
مثل هذه لقد اعطيتها لآل غور .. ول بيل سينير أيضاً

Ona aspirin verdim. Solunum güçlüğünü azaltmak için ona ilaçlar verdim.
اعطيتها أسبرين. اعطيتها ادويه لتخفيف الضغط على قلبها.

Ona içki verdim.
وقد اعطيتها شرابا, لأنها من أجل الحصول على شراب

Eğer tamir ekipmanı hiç çalışmayı durdurmayacaksa ona neden ikincisini verdin?
اذا كانت اداة العلاج لن تتوقف عن العمل لماذا اعطيتها اثنتان؟

O herife verdiğim 5 yıldızı geri alıp, 0 vereceğim.
سأخذ من الرحل الخمس نجمات التي اعطيتها اياه انتظري دقيقة

Yeğenim Emily'ye 18'inci doğumgününde vermiştim.
لقد اعطيتها لابنة اخى ايميلى فى عيد ميلادها ال 18

Yoksa olay bu öğleden sonra verdiğin bilgiler mi?
او انها المعلومات التى اعطيتها له هذه الظهيرة ؟

Bir aptal gibi uyurken giyinmesi için ona ben ödünç verdim.
مثل الابله ، اعطيتها زوج البيجامه للنوم فيه

Marisa'ya ask iksirinin tamami dahil degerli olan her seyimi verdim.
لقد اعطيتها كل شيء قيم لدي بما في ذلك كل عقار الحب

Daha da kötüye gitti. Ağrısı için ilaç verdim.
حالتها تزداد سوء لقد اعطيتها بعض المسكنات

Şimdi, tavsiye verme sırası bende. - Sana ne tavsiye verdim ki?
.الان جاء دورى ما النصيحه التى اعطيتها لك؟

Yeni birde kimlik verdim. Bu gece Meksika'ya gidecek.
اعطيتها هوية جديدة وستذهب للمكسيك هذه الليلة

Ona çoktan izin verdim.
إنها اربع أيام فقط, لقد اعطيتها عطله مسبقاً

Ana Catalina, Natalie'nin iyiliği için dediğine göre, kendimi iyice verdim.
منذ ان قالتها كارولينا فاعلم انها في مصلحة ناتالي اعطيتها جميع ماأملك

Ona bir öpücük verdim sonrasında evimde sevişiyorduk.
اعطيتها قبلة, ثم حدث الأمر ثم عادت لشقتي لتحدث بعض الجلبة

Ama orada olacağına söz verdin. Ona söz verdin.
لكنك قد وعدتها انك سوف تكون هناك لقد اعطيتها كلمتك

- senden o pozisyonu istedim sadece sen işi dünyanın en büyük şeyine verdin...
..وعندما اتت الترقية.. اعطيتها لاكبر خصية فى الكون..

Sana verdiğim onca şanstan geriye sadece bir tane kaldı.
بعد جميع الفرص اللتي اعطيتها لك لديك فرصة واحدة باقية

Umarım bugün size verdiğim bilgileri, sahip olduğunuz güçlü yönlerinizi, kendi risk faktörlerinize karşı tartmak için kullanırsınız.
لذا اطمح ان تستخدموا المعلومات التي اعطيتها لكم اليوم لتزنوا قوتكم الشخصية في مواجهة عوامل الخطر

Ben vermiştim onu. Ona ilk hediyemdi.
اعطيتها منديلا بهذا الرسم وكان اول هدية لها

Hayır, saçımı büyüyü tamamlasın diye vermiştim.
قد سحبت البعض من شعرك لا انا اعطيتها شعري للتعويذة

Hiçbir zaman çocuk evlat edinecek kadar vasıflı olmadık bunun verdiğin parayla ilgisi yok tabii.
لم نكن مؤهلين ابداً للتبني لولا النقود التي اعطيتها لنا

Eğer ona birşey verirsen kundaktaki bebek kadar sıcak ama agresif olacaktır.
،إن اعطيتها شيئاً فإنها ستتهادى في مشيتها بشكل أقرب و أكثر عدوانية

Bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak için kortikosteroid verdiniz mi?
هل اعطيتها كورتيكوستيرويد لكي تسرع من نمو رئة الطفل؟