Sizinle Vali'nin arasında geçmişte ayrılıklar yaşandığını biliyorum, ama birçok konuda da onun kadar tutucu olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | اعلمُ أنهُ كانَ بينكما خِلافات أنتَ و الحاكِم في الماضي لكني أعلمُ أيضاً أنكَ مُحافِظ مِثلهُ في الكثير منَ المواضيع |
Babanın izinden gittiğin için mutlu olacağını biliyorum. | Open Subtitles | اعلمُ انكِ ستكونين سعيدة بإتباع خطوات والدكِ |
Babanın avlandığını falan biliyorum ama onunla irtibata geçebilir misin? | Open Subtitles | اعلمُ انهُ يصطاد او مهما كان لكن يجب ان يكون لديك طريقة للتواص معه؟ |
New Yorklu falan olduğunu biliyorum ama Alabama'da, birisi gece koşusunu bölüp çamurun içine girip kıçımızı kurtardığında ona teşekkür ederiz. | Open Subtitles | اعلمُ انكِ من نيويورك وكل شئ لكن هنا في الباما ، عندما يقاطع احدٌ دفعتهم الليلية ليتسلق الوحل لينقذنا |
bilmiyorum. bilmiyorum, Mike. Bu beni aldatıyormuşsun gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | لا اعلمُ يا مايك، هذا يبدو مثل خيانةِ زوجية |
Yetişmen gereken bir nişanın olduğunu biliyorum az bir zamanım var. | Open Subtitles | اعلمُ انهُ لديكِ حفلة للذهاب إليها لكن هذا وقت حساس |
Yorgun olduğunu ve acı çektiğini biliyorum ama güçlü olmalısın. | Open Subtitles | اعلمُ انكِ متعبةٌ واعلم انكِ في المٍ لكني احتاجكِ ان تكوني قوية اقوى مما كنتي |
Topluluğun bir parçası olmak istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | اعلمُ انكي لم تريدي ان تكوني جزءً من الدائرة |
Bana güvenmelisin. Daha önce güvendiğini biliyorum. | Open Subtitles | عليكِ ان تثقِ بي اعلمُ انكِ فعلتِ من قبل |
Gerçeğe inanmanı zorlaştırdığımı biliyorum. | Open Subtitles | اعلمُ انني جعلتُ من الصعبِ عليكي ان تُصدقينني. |
Bak, nasıl gözüktüğünü biliyorum, ama yaşlılar bizim güçlerimiz aldı. | Open Subtitles | إسمع ، اعلمُ كيفَ يبدو الأمر لكن الكبار جردونا من قوانا |
Bak, bunu çekici olmak veya ne dersen öyle bişey için yaptığını biliyorum, fakat etrafta babanın parasını savurmak hiçte hoş değil. | Open Subtitles | انظر، اعلمُ بأنّكَ تفعل هذا لأنّكَ تظنّ هذا ساحرًا أو أيًّا يكن، لكنّ بعثرة نقود والدكَ ليس جميلًا أبدًا. |
Bunun, senin gözünde büyük, sulu bir biftek gibi göründüğünü biliyorum ama şimdi biraz kendini tut ve gerçekleri ortaya çıkar. | Open Subtitles | بلى,أنا اعلمُ أنه يبدو لك مثل وجبةٍ شهية والآن عليك أن تظهر بعض الانضباط وتدع الحقائق تتحدثُ عن نفسها. |
İçki içmediği biliyorum ama burada inanılmaz limonlu cin-tonik yaparlar. İster misin ? | Open Subtitles | اعلمُ بأنك لا تشربين، لكنهم يُعدون شراب لا يُصدق، اتفقنا؟ |
Şimdi bu giysilerin temiz olduğunu biliyorum bu yüzden tamamen kirlenmiş olarak geri gelmedikçe mutlu olmayacağım. | Open Subtitles | الآن اعلمُ ان هذه الملابسَ نظيفة لذا لن أكونَ سعيدةً مالم تعودّ متسخاً بالكامل |
Evet, o kısmı biliyorum. Başka bir şey? | Open Subtitles | نعم, أنا اعلمُ عن هذا الجزءُ بالفعل, هل من شئٍ آخر؟ |
Bak, röportaj yapmayacağımı söylediğimi biliyorum ama yapacağım. | Open Subtitles | إسمع، اعلمُ أني قلتُ أنني لن أقومَ بالمقابلة. |
Röportaj yapmayacağımı söylediğimi biliyorum ama yapacağım. | Open Subtitles | إسمع، اعلمُ أني قلتُ أنني لن أقومَ بالمقابلة. |
Müdahaleciliğimi bağışla. Senin için çok zor olduğunu biliyorum ama... | Open Subtitles | رجاءً أسمحي لي بالتدخل و انا اعلمُ انه من الصعب عليك هذا |
Uzun süre burada olmadığınızı biliyorum. | Open Subtitles | .اعلمُ أنه لم يمض علي وجودكَ هنا وقتٌ طويل |
bilmiyorum. Onu, daha önce hiç öyle görmedim. | Open Subtitles | لا اعلمُ ، لم أراه هكذا من قبل. |