"افترضي" - Translation from Arabic to Turkish

• farzet
• diyelim
• varsayalım
• Farz
• Say ki

Tamam, kalçasının uzunlugunu hesapla ve omurgasının ateşten büzüldüğünü farzet.
حسناً, احسبي طولها من عظم الفخذ و افترضي أن الحريق قد قلص عمودها الفقري

Ve bu arkadaşının sana evlilik planında yardım edeceğini farzet.
و افترضي أنَّ هذا الشخص يساعدكِ للتحضير لزواجك

Peki, diyelim ki bu işi yaptım. Kolay olacağını sanma.
حسنا، افترضي انني قمت بذلك، ولا تظني انه سهل

Şimdi, diyelim ki... bir uyuşturucu satıcısı bir gizli polisi öldürdü.
افترضي الآن أن تاجر مخدرات أطلق النار على شرطي متخفي

Koca kafalılık edip seni ve güvenini incittiğimi varsayalım. Arkadaşız.
..حسناً ، افترضي انه يوجد فتحةً في رأسي لا تصدقكِ

Mükemmel büyük hediyenin içine hediye-verme tatili hediyeleriyle kombin ettiğimi varsayalım mı?
افترضي أنني سأجمع هدايا كل أيام المناسبات والعطل في هدية واحدة ضخمة

Farz et, senin anlattığın bir şeyi başka birine söyledim ve tüm bunlar oluverdi.
افترضي أنني أخبرت أحداً أن كل ما يحدث هو بسبب أنك أخبرتني شيئاً ما

Say ki ben on yıl daha gencim ve sen David'e aşık değilsin.
افترضي اني اصغر بعشر سنوات ولست واقعة في حب ديفيد

Seninle hiç tanışmadığımızı farzet.
افترضي أنَّنا لم نلتقِ أبدًا

Ve sana hiç teklif etmediğimi farzet.
و افترضي أنَّني لم أتحرش بكِ

Barfi adında bir arkadaşın olduğunu farzet.
افترضي أنَّكِ صادقتِ (شخصًا يدعى (بارفي

Garip bir ülkede genç bir erkeksin diyelim ve bir hata yaptın.
افترضي أنكِ شابٌ في أرض غريبة وأنكِ مضطرة لارتكاب غلطة

diyelim ki şey, sana aşık olduğumu söyledim?
افترضي أنني , أخبرتكِ بأنني قد وقعت في حبك ؟

diyelim ki bizden kaçtı. Bu seni ilgilendirir mi?
افترضي انه هرب ماذا يغير هذا من شأنك ؟

diyelim ki çok yüklü bir para buldun ve ve kimin olduğundan da gayet eminsin ve aynı zamanda bu kişi parasının sende olduğu konusunda hiçbir fikre sahip değil...
افترضي انك وجدتي كمية كبيرة من المال وأنك.. وأنك متأكدة تماما لمن هي وأنك متأكدة تماما أنها هي أو هو ليس لديهم فكرة عنها

Bir an için sana yardım etmeye karar verdiğimi varsayalım.
افترضي للحظة أنني فعلت هذا لمساعدتك

Yani, bu şeyi bulduğumuzu varsayalım.
أعني افترضي أنّنا وجدنا هذا الشيء

Evlendiğimizi Farz et. Sonra ne olacak?
افترضي أننا تزوجنا ماذا تعتقدين؟

Farz edin ki bu mezar taşı kodlu yazılmış.
افترضي أن شاهد القبر هذا كان مشفراً..

Say ki seni davet...
افترضي اني طلبت منك