"افهم ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• Anlıyorum
• Anladım
• Anlamıyorum

Seni çok iyi Anlıyorum ama borsadan başka yol yok mu?
أنا افهم ذلك تماماً هل تبادل الأسهم هو الحل الوحيد ؟

Sorun yok, sizi Anlıyorum, tehlike olunca ben de azarım.
نعم , انا افهم ذلك , الخطر يجعلني مثاره ايضًا

Anlıyorum, beni yargıladığınızı hissedebiliyorum.
افهم ذلك , يمكنني الشعور بكم تطلقوا علي الأحكام

Pekâlâ onu Anladım, ama niye sen ve Tucker böyle oturuyorsunuz?
حسنا افهم ذلك.. لكن لماذا انت و توكير تجلسون هكذا؟ ؟

Ah evet elekromanyetik alan,kaçış hattı falan Anladım.
والضوء الساقط يتوقف، افهم ذلك اهم ما بهذا كله، مهما توقعنا اننا اذكي البشر

- Tamam, söz. Bunu Anlamıyorum. Onlarca kez sorunlarını hallettim.
لا استطيع ان افهم ذلك, مره تلو الأخرى أقوم باصلاح جميع أموره

Anlıyorum. Kıç/beyaz koltuk durumu yaşıyoruz.
أنا افهم ذلك, لدينا حالة المؤخرة والأريكة البيضاء هنا

Önceliklerinizle ilgili hassasiyetlerinizi Anlıyorum, ama...
انا بالتاكيد افهم ذلك لا بد ان تكون الاولوية لهذه و كن

Bunu Anlıyorum... ama eğer seni seviyorsa, yani gerçekten seviyorsa... o zaman Haley ikinci hayalini senin birinci hayalinin arkasına koyar... ve senin peşinden Duke'a gelir.
افهم ذلك , لكنها اذا كانت تحبك اقصد .. فعلاً تحبك

Anlıyorum ama Amanda geceyarısı arayacağını söyledi ama hala sesi çıkmadı.
أجل أنا افهم ذلك لكن اماندا قالت أنها ستهاتفني عند منتصف الليل و لكنني لم تتصل بعد

Tamam. Bunun büyük bir gelişme olduğunu söyleyebilirsin. Anlıyorum.
حسناً, نعم اعتقد انه ترين هذا تحسن كبير افهم ذلك, لكن هذا ليس انتِ

Bugün sevdiğin birini kaybettin, Anlıyorum.
انت فقدت شخصا عزيزا عليك اليوم,انا افهم ذلك. لكن وضع شخصا اخر فى المشرحة,

Bak Reid, bize kızgın olduğunu biliyorum, çünkü sana olanları anlatmadık ve bunu Anlıyorum.
اسمع ريد اعرف انك غاضب مننا لأننا لم نخبرك بما حصل فعلا و افهم ذلك

Anlıyorum, peki subayların ona hangi isimle seslendiklerini duydunuz mu?
افهم ذلك لكن هل سمعت الضباط ينادونه باسمه؟

Anlıyorum, tabii ki. Ben de İsa'yı çok severim.
نعم, لا,لا,لا, انا افهم ذلك فأنا ايضا أحب الله

Şansa ben Anlıyorum ve bu yüzden bu akşam Kiki de Montparnasse'de ki "Hizmetçinize Kadar" partisine ortak ev sahipliği yapıyorum.
لحسن الحظ ان افهم ذلك لذلك فانا ضيفة الشرف لحفل الليله لعرض الملابس الدخلية

Bunu Anlıyorum ama sen, sana ve diğer herkese yapılanın aynısını yapıyorsun.
انا افهم ذلك , لكنك تفعلي تماما مع الجميع ما كان يحدث لك

- Hayır, tabii, Anlıyorum ama benimle bu konuda hiç konuşmuyor, o yüzden...
لا، بالطبع، افهم ذلك لكن آه.. هي لاتريد الكلام معي حول هذا الموضوع، لذا..

İyi, tamam, onu Anladım. Hastası çıkana kadar beklememe izin verirseniz...
نعم افهم ذلك ، ولكن هل يمكنني أن انتظر هنا حتى يخرج؟

Hıyarlık ettim. Anladım. Fakat dinle.
لقد كنت أحمق , افهم ذلك و لكن اسمعني جيداً سوف أُعوضك عما حدث

Anlamıyorum. Güzel tarafları dün buradaydı.
انا لا افهم ذلك الاجزاء الفاحشه كانت بالافلام بالامس