| Lütfen koşmayınız. Mümkün olduğunca çabuk en yakın çıkışa yürüyün. | Open Subtitles | نرجوكم عدم الركض سيروا باسرع ما يمكنكم الى اقرب مخرج |
| Eğer ben gelmezsem, en yakın nehri akıntı yönünde takip edip, sahile ulaş. | Open Subtitles | ان لم تشاهدني اعبر البلاد الى اقرب نهر إتبعه مع التيار إلى الساحل |
| en yakın futbol sahasından 9 bin mil uzaktayız. Burada kaptan değilsin. | Open Subtitles | نحن على بعد 5 اميال من اقرب ملعب وانت لست القائد هنا |
| Avukatlarım en kısa sürede salıverilmesi için tüm güçlerini kullanacaklar. | Open Subtitles | المحاميين يقومون باقصي مافي قوتهم لاطلاق صراحه في اقرب وقت |
| Biraz yakınlaştıracağım, merkezine doğru bakalım. | TED | سوف اقرب لكم الصورة قليلاً .. انتم تنظرون الى المنتصف تحديداً |
| Çözüm aslında uzanmak için düşündüğümüzden daha yakın olabilir, çünkü tüm kurduğumuz bu kentler fırsattır. | TED | ان الحل ربما يكون اقرب الينا مما نعتقد لان كل المدن التي نعمل على انشائها تملك في طياتها فرصاً لذلك الحل |
| Bütün elbiselerimizi parçalayıp, en yakın mağarada ırzımıza geçmesini istediğimiz adam değilsin. | Open Subtitles | ليس الشاب الذي سيقوم بقطع ملابسنا لخلعها و يغتصبنا في اقرب كهف |
| Olabilecek en yakın zamanda o kıçını kaldırıp buraya gelmen lazım. | Open Subtitles | انا اريد ان تبعد مؤخرتك من هنا في اقرب وقت ممكن |
| en yakın şehre girdim ve sokakta yatıp kafayı çektim. | Open Subtitles | ذهبت الى اقرب مدينة و شربت و نمت فى الشوارع' |
| Benim kamyonetin arkasına halat takıp heykele bağlarız ve en yakın çöpe atarız. | Open Subtitles | نأخذ حبلاً نربطه حول التمثال ونربطه في مؤخرة شاحنتي ونسحبه الى اقرب مرمى |
| Sonra en yakın ağaca koşarak dallarını kırmaya, taşlar fırlatmaya ve daha önce duymadığım küfürler savurmaya başladı. | TED | ومن ثم جرى إلى اقرب شجرة وبدأ يحطم الاغصان ويرمي الحجارة وأخذ يلعن ويعلي صوته بالسباب بطريقة لم أرها من قبل |
| Bunun gibi yerlerde, örneğin Yahuda Çölü'nde, en yakın yoldan 20 km uzakta bulunuyorduk. | TED | فقد حصلت في مناطق مثل .. صحراء يهودا على بعد 20 كم من اقرب طريق مأهول |
| Doğrusu ben maktüllerin cesetlerini... en kısa sürede incelemek için talepte bulundum. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد وضعت طلب للكشف عن الاجساد في اقرب فرصه ممكنه |
| Yolumdan ne kadar çabuk çekilirseniz küçük topunu o kadar çabuk ateşlersin. | Open Subtitles | كلما كان تنحيك عن طريقي قريبا كلما كان اشعالك لمدفعك الصغير اقرب |
| Araştırmacılar, doğru bir tedaviye hiç olmadıkları kadar yakın olabilirler. | TED | الباحثين قد يكونون اقرب ما يمكن الان لتطوير دواء دقيق فعال. |
| Dostlarınıza yakın olun ama düşmanlarınıza daha yakın. | Open Subtitles | اجعل اصدقائك قريبين لكن اجعل اعدائك اقرب |
| Size biraz daha yakından bunu göstermek istiyorum. | TED | اريد ان اريكم ذلك مرة اخرى , اقرب قليلاً |
| Güneş gibi bir yıldıza daha yakında bulunan gezegenler çok sıcak olacak ve bizim yaşam formumuz asla var olamayacaktır. | TED | تلك الكواكب التي تكون اقرب كثيراً من نجم مثل الشمس ستكون حارة جداً بالشكل الذي لا توجد معه شكل الحياة التي نعيشها |
| Sana söz veriyorum, mümkün olduğunca erken hayatından çıkacağız. Tamam mı? | Open Subtitles | اعدكي ان نخرج من حياتك في اقرب وقت ممكن , حسنا |
| Hamileliğimi halledememiştik ve sen de gidip en yakındaki şeyi mi becerdin? | Open Subtitles | حملنا لم يتم وقد ذهبت ومارست الجنس مع اقرب شيء؟ |
| - Ne istediğine dair Kendi fikri var. | Open Subtitles | عندها الفكرة بما تريد وانا اقرب خيار ثاني لأكون هناك |
| Şu an şansölyeye herkesten daha yakınsın. Lütfen ondan savaşı durdurmasını ve diplomasiye izin vermesini iste. | Open Subtitles | أنت الان اقرب الى المستشار من أي أحد اخر ارجوك اطلب منه ان يكف عن القتال ويدع الدبلوماسية تعود |
| Seni ancak bu kadar yakına götürebiliyorum. Kanatlansan iyi olacak. | Open Subtitles | هذه اقرب نقطة استطيع ايصالك لها من الافضل ان تكون لك اجنحة |
| Buraya! Yaklaş! Yaklaş! | Open Subtitles | من هنا , اقرب , اقرب |
| Her zamankinden daha yakınız diyebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اقول بأننا اقرب لها بشكل اكبر من السابق |