"اكذب عليك" - Translation from Arabic to Turkish

• Sana yalan
• yalan söylemeyeceğimi

Umarım ki, diğer konularda da Sana yalan söylediğimi düşünmüyorsundur.
أتمني الا تعتقدي بانني كنت اكذب عليك بخصوص الاشياء الاخرى

Dışarıdaki karılara doğruyu söylüyorum. Sana yalan söylüyorum, çünkü sen önemlisin.
عندما أطون مع العاهرات اكون صريحاً أنا اكذب عليك لأنني أهتم

Deneysel bir tür ve Sana yalan söylemeyeceğim, ucuz değil.
نوع من انواع التجربة , لن اكذب عليك انها غالية

Bak, Sana yalan söylemeyecek ve Ekvator'un yaşam değiştiren bir tecrübe olmadığı gibi davranacağım ama bilmiyorum, belki de onu entelektüelleştirir.
انا لن اكذب عليك واتظاهر ان الاكوادور لم تكن تجربة تغيير حياة حقيقية لكن لا اعرف هذا ربما يكون تنويريا منه

Sana yalan söyler miyim hiç? Hepsi gazetede yazıyor.
هل اكذب عليك كل الذي قلته مكتوب بالجرائد

O mektupları ben yazmadım, ama Sana yalan söyleme gibi bir niyetimde yoktu Raj.
لم اكتب لك هذه الرسائل. لم ارد ان اكذب عليك يا راج

- Sana yalan söylemedim, Duke. Söyledim ama bu mesele hakkında değil.
لم اكذب عليك يا ديوك كذبت ولكن ليس عنها هي

Haley, Sana yalan söylemek istemiyorum.
وان كل شيء سيكون على ما يرام هايلي انا لا اريد ان اكذب عليك

Sana yalan söylemeyeceğim. Bu herif muhtemelen turnuvada dövüşmek isteyeceğin son kişi.
لن اكذب عليك, ربما يكون هذا اخر شخص تود مقاتلته في هذه المسابقه

Hayır, Sana yalan söylüyordum bu işe Kara Cuma'da önde sıra alabilmek için girdim.
لا، أنا كنت اكذب عليك أخذت هذه الوظيفة لاكون في مقدمة الخط يوم الجمعة الأسود.

Sana söylemeyi düşündüm, artık hiçbir şey için Sana yalan söylemek istemiyorum.
لقد فكرت في عدم اخبارك، ولكنّي لا اريد ان اكذب عليك بعد الآن في اي شيء

Eğer Sana yalan söylüyor olsaydım, bu söyleyeceğimi asla söylemedim.
لو كنت اكذب عليك ما كنت سأقول ما انا على وشك قوله لك

Sana yalan söylemeyeceğim . Kartları yakalayamadık , bebeğim .
-انا لن اكذب عليك, لعب الورق ليس من شأني يا عزيزي

Sana yalan söylemeyeceğim, Earl, biraz korkuyorum.
لن اكذب عليك ولكن انا خائف قليلا

Sana yalan söylemem. Başarabilirsin.
لا يمكن ان اكذب عليك , يمكنك فعل ذلك

Sana yalan söylemek istemiyorum, o yüzden söylemeyeceğim.
انا لا اريد ان اكذب عليك .. لذلك انا لن

Bak, Sana yalan söyleyemeyecek kadar çok sana değer veriyorum.
انظر انك تعجبني لدرجه اني لا اكذب عليك

Sana yalan söylemeyeceğim, duyduğuma sevinmedim.
ولن اكذب عليك لم أكن سعيد بسماعها

Madem öyle, Sana yalan söylemek istemem ben de.
حسناً لا اريد ان اكذب عليك اذاً

Bak evlat. Sana yalan söylemeyeceğim. Bu canını acıtacak.
اسمع , لن اكذب عليك . هذا سوف يؤلمك

Beni işe aldığında sana asla yalan söylemeyeceğimi söylemiştim Richard.
عندما عينتني لقد قلت انني لن اكذب عليك ابدا, (ريتشارد)