Hiç bir şey. Sadece Büro'nun Güvenlik Evi'ni gün ortasında bastılar. | Open Subtitles | لا شيء إنه هجوم على منزل الوكالة الآمن في وضح النهار |
Bayan, Güvenlik şirketi bu zırhlı aracın elmas dağıtıcısına elmas teslimatı yaptığını doğruladı. | Open Subtitles | سيدتي أجابت شركة الآمن سياراتهم المدرعة تقوم بتوصيل ألماس خام الى تاجر الماس |
Eğer birileri alarm sistemini kurcalarsa bir Güvenlik arızası protokolü malikâneyi mühürler. | Open Subtitles | وإذا عبث شخص ما بنظام الإنذار، بروتوكول الخروج الآمن يقوم بغلق القصر. |
Basit, sıradan hayatımızı yaşıyoruz. Ve zulüm güvenli dünyamızı parçalıyor. | Open Subtitles | نحن نعيش حياتنا اليومية البسيطة وأعمال وحشية تمزّق عالمنا الآمن |
- Şu tarafa doğru gidelim, ancak orada güvende oluruz. | Open Subtitles | إرجع للخلف ، فالطوابق سمكها قدمين أنها المكان الوحيد الآمن |
Tom ve Jerry siz Bayan Red'i evine götürün ve güvenliği sağlayın. | Open Subtitles | توم وجيري ،احملكم مسئولية توصيل الآنسة رييد الي بيتي الآمن |
Bölge, Bölüm, belki Gizli Servis. Neden? Sen ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | ربما من المنطقه او القسم او جهاز الآمن لماذا ، لماذا تسألين ؟ |
Khasinau CIA'nin Güvenlik evini biliyordu. - İçerde bir adamı olmalı. - Biliyorum. | Open Subtitles | كازنو عرف بأمر المنزل الآمن,هو لديه شخص بالداخل |
Güvenlik 1, yeşil kodumuz var. Tekrar ediyorum yeşil kod. | Open Subtitles | أفراد الآمن, لدينا الكود الأخضر أكرر, الكود الأخضر |
Güvenlik kolu kurbanın sağ tarafında. | Open Subtitles | والذراع الآمن سَيَكُونُ على جانب الضحيّةَ الأيمنِ |
Güvenlik hattı on dakika önce burada olmalıydı. | Open Subtitles | الخطّ الآمن يجب أن يكون هنا منذ عشر دقائق |
Bugün neden toplandık, Güvenlik Kartalı? | Open Subtitles | إذاً ما الذي جاء بك إلى هنا أيها النسر الآمن ؟ |
Gittikçe akıllanıyorlar ve dünyadaki Güvenlik sistemleri onları, kapımızdan içeri girmekten men edemiyor. | Open Subtitles | إنهم يصبحوا أذكى وأذكى وكل الآمن في العالم لن يستطيع إيقافهم من عبور أبوابنا |
En güvenli yolun krokisini çizdim. Şelaleye kadar nehri takip et. | Open Subtitles | لقد رسمت لك المسار الآمن اتبع الخط من النهر إلى السواحل |
Kendi ülkesi sınırları içinde daha güvende hisseden Castro Latin Amerika'nın geri kalan kısmına devrimi ihraç etmenin yollarını aradı. | Open Subtitles | ومع تواجده الآمن داخل بلده، سعى إلى تصدير الثورة لبقية دول أميركا اللاتينية |
Tüm dosyaların benim şirketimin serverinin güvenliği altında olur. | Open Subtitles | وكلّ هذه الملفات ستوضع في الخادم الآمن للشركة |
Senatör güvende. Yanında her daim Gizli Servis ekibinden adamlar var. | Open Subtitles | السيناتور فى آمان ، لديه رجال الآمن طوال الوقت |
Eğer bu eş bulma testi içinse galiba Temiz çıkacağım. | Open Subtitles | إذا كان ذلك لأختبار المخطوبين أعتقد بأني في الجانب الآمن |
Ekim 2007'de A.B.D. ve koalisyon kuvvetleri Irak'ın Suriye sınırında, Sinjar şehrinde bir El Kaide hücre evine baskın yaptı. | TED | في أكتوبر 2007، داهمت الولايات المتحدة وقوات التحالف البيت الآمن للقاعدة في مدينة سنجار على الحدود السورية للعراق. |
Bir zamanlar Hazarlar için huzurlu bir cennet olan yer şimdi Pakistan'ın en tehlikeli şehrine dönüşmüştü. | TED | الملاذ الآمن الوحيد للهازارة، لقد تحولت الآن إلى أكثر المدن خطرًا في باكستان. |
Ben de birkaç karate hareketi üstünde çalışmıştım, bilirsin, sadece herkes için en güvenlisi bu olur ve ayrıca seninle birlikte yürümek çok güzel olabilir. | Open Subtitles | وكنت أتعلم حركات قتالية من الآمن لو أن الجميع... فقط لأنه أمر رائع أن أماشيك |
Auggie, Chenler için güvenli evi ve tanık Koruma programını onayladı. | Open Subtitles | أوجي وافق على ذهاب آل شين الى المكان الآمن ووافق على ادخالهم في برنامج حماية الشهود |
İçinde makinelerinin olduğu odayı geçti... ve diğer odaya geldi... şuandan itibaren arıza güvenlikli makine olarak baktığım aleti sakladığı odaya. | Open Subtitles | مر بالغرفة التي تحتوي على آلتهم بأعلى مستويين ووجد طريقه لغرفة أخرى حيث خزن ما سأشير إليه الآن بآلة الفشل الآمن |
Bir insanın güvenle tüketebileceği sigara sayısı sıfır. | TED | صفر هو الرقم الوحيد الآمن من السجائر للإنسان. |